DIŞARDA HAYAT VAR...!
Canımız sıkıldığı vakit ya ayaklarımızı yorar yada midemizi bozarız.
Ayak üstü gördüğümüz dostlarımıza şaşkınlıkla bakar!
Ne olmuşsun böyle tığ gibiydin?
Ay hiç sorma kendimi buzdolabına kapatıyorum!
gardolapın olasılık özelliği bedenimizi kapatan giysilerle döşenmesi...
Girdiğinizde mağazaya kaç beden derler?
Etiketi göstermeden özenle giydirirler; aynada gösterir postu.
Tırnak ucundan saçına kadar, gösterir yürüyüşünü ve oturuşunu!
Üretenin döktüğü dil; hayran bırakır ruhumuzu  bedenimize,
Mağazanın sahibi şöyle der; hiç bir müşterime böyle güzel yakışmamıştı bu elbise!
Kar yaptığı etiketin altında yakıştı imajıyla, ucuz yollu kapatır tüketiciye.
Paketlenir,iyi günlerinizde giyiniz temennisiyle, gülümsemeyle yine bekleriz.
Kah zayıf kah şişman düdüğü çaldıkça...
Gardolap sıkılır bir müddet sonra ele alınır eskiciye yollanır.
Bir yenisiyle moda yapılır.
Yaşamış olduğum bir günümü burda paylaşmak isterim.Canım çok sıkılıyordu sandım ki bir an,
 bedenim korkulukta ruhum çıkmak için sarılmış mahkum!
Nefesime dayanmış soğuk mermi sıcacık umutlarımı vuracakmış gibi...
Attım kendimi parka, oturduğum  bankın yönü tren istasyonu bakındım pas tutmuş raylara.
Bunca yolcuyu taşıyan dünya misali kahırlanıyor sanki zamana...!
Biriken yolcular saatini bekliyordu trenin.Binip gidiyordu bileti kesilenin.
Gözlerim cama düşmüş buğu kesildi,gözümden onca yıl geçti.Düğümlenmişti boğazım sesim gitti.
Güle güle diyememiştim!
Yüreğimde selam diledim.
Öylesine dalmışım ki, yanıma oturan teyzeyi fark edemeyişim.
Nasılsın kızım demesiyle? kendime geldim.
Üç beş sohbetle başladı anlatmaya...Kızım dedi: bindim dolmuşa beni nereye götürse son durak!
Anne yüreği öylesine kırbaçlanmış ki pansuman ediyordu konuşması ve beni tanımayışı, rahatlatıyordu.
Almanya'dan,Türkiye'ye uzanan hikayesi.Varlık içinde huzur dileyişi...
Sordu bana kaç çocuğun var? iki kızım dedim;
Aman yavrum aman kız evladı gibi hayırlı evlat yok dünyada.Teliyle duvağıyla gelin ettin mi?
İşte sana cennetin seneti.Hem mahşere hemde dünyada hayırlı dedi:
Bir oğlum bir kızım var.Kızım hayırlı...Rahmetliden yemediğim dayağı akşam oğlumdan yedim.
Alt katta oturan kızımda yemeğimi yedim.Sakın üzülme oğlum yok diye dedi.
Yaşamak için sebebi vardı.Küçük torununa bağlılığı tutuyordu.
Aradan beş saat geçti şöyle mırıldandı;kızım deli olmuştur şimdi diyerek kalktı.
Helallik isteyerek uzaklaştı,ardından öylece bakındım  varlığı kaybolana dek.
Ve dedim ki; elimi elime vururken,dizini dövenle şükrettim!
Fazla lokmanın haramı kadar paraya zararı.
Kuyuda güneşi görmek için çırpınıyorsanız size uzanan hikayelere tutunun.
Üzüldüğünüz giden olsun,yarının müjdesiyle!
Dışarda hayat var...!
İlaç sizi bulur bakın insanlara...

Not: ismini vermediğim teyzenin hayatı romana sığmayacak çile yumağı.
Bir daha görmediğim ve vebalinin üstümde kalmasını istemediğim için. yazamadım fazlasını.
Rabbim bizleri evlatlarımızla sınıyarak ana olduğumuza pişman ettirmesin...
AMİN!!

SANİYE GÜNAL
 
( Dışarda Hayat Var...! başlıklı yazı Saniye tarafından 12.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.