-Deli Hamza,demek ki havan bizeymiş;senin kabadayılığın da fos çıktı. 
-N’oldu da fos çıktı be Avcı? 
-Baksana adamlar koskoca inekleri çalıyor,Çulsuz’u bile soyuyor. ”Burası benden sorulur,birisi zartalos yapsa haberim olur” diye övünen sen,olanlardan bihabersin! 
-Avcı,boş konuşuyorsun,boş!Bir kere inek çalınma olayı şehirden en az onbeş kilometre ötede olmuş.Çulsuz’un başına gelen ise münferit bir olay… 
-Avcı derler ki “Dağ dumansız,insan hatasız olmaz” mış.Neticede Hamza da bir insan. 
-Öyle de,bu inek hırsızlarının kamyonu götürebilecekleri yol sadece şehrin içinden geçiyor.Ne oldu senin adamlarına?Hani her mahallede adamın vardı?Hiç birisi görmedi mi koca kamyonu,yoksa hepsi uykuda mıydı? 
-Halit Ağa ineklerini geri almış. 
-Sen kimden duydun Dereli?Yakalanmış mı hırsızlar? 
-Yakalanan filan yok canım.Nasıl geri aldığını da söylemiyormuş.Herhalde hırsızların teklifini kabul edip verdi bir inek parasını,ama utandığından söyleyemiyor! 
-Boşa dememişler “zenginin kağnısı dağdan aşar,fakirin eşeği düz yolda şaşar”mış.Bastırdı parayı kurtardı inekleri.Gariban birisi olaydı da bulaydı hemencecik parayı!... 
-Avcı,sağa sola laf yetiştirmeyi bırak da at şu zarları. 
-Tamam Haydar Baba,sinirlenme!Attım işte bak:Şeşi beş… 
-Buna bilmem ne şansı derler!... 
-Kancı eşek şansı ,Haydar Baba kancık eşek! 
-Farfara,Haydar Baba,ayıp olmasın diye “bilmem ne şansı” dedi,sen de sanki o bilmiyormuş gibi lafı tamamladın. 
-Ampulcü,artık havalar ısındı.O yüzden kömür dağıtamazsınız.Sırada ne var? 
-Çalık,onlar yaz sıcağında da kömür dağıtırlar.Geçen sene öyle olmadı mı?Temmuz sıcağında evlerin önüne döktüler kömürleri.Kömür dağıtmazlarsa,başlarlar makarna,nohut,pirinç dağıtmaya. 
-Durbak Ömer,biz hiç olmazsa fakir gurabaya yardım ediyoruz.Sizin altı okçular ne yapıyor?Filim mi çevirmeye başladınız?Seks kasetleriniz dolaşıyor da ortalıkta. 
-Komplo onlar ampulcü,komplo.Yakında kanıtlanır. 
-Komplo da neden parti başkanınız istifa etti?Utandığı için değil mi? 
-Sizinkilerin ne pislikler yaptığı da yakında duyulur.Ampullerin,fenerlerin nasıl birer birer patladığını göreceğiz inşallah. 
-Yahu arkadaşlar,size ne elalemin uçkurundan?Ne kadar dedikoducu bir millet olduk böyle.Bir de birbirimizle kavga edip kalplerimizi kırıyoruz.Vekiller mecliste,vatandaşlar da kıraathanelerde birbirini yiyip duruyor.Birileri de bu karambolden faydalanıp malı götürüyor.Burada siyaset konuşulmasını istemiyorum. 
-Haydar Baba,doğru söylüyor.İçimiz dışımız siyaset oldu.Hangisinin bize ne faydası var?Birisi kesesini tam dolduruyor,seçim oluyor,bir başkası iktidara geliyor.Gelen aç,haydi bu sefer de o kesesini doldurmaya başlıyor. 
-Kontrollü bana bir orta şekerli yapsana,varsa yanına bir de maden suyu ver! 
-Tamam Reşit abi. 
-Nesi var bu Hamlet’in,az önce elindeki bardağı düşürüp kırdı? 
-Bugün beşinci… 
-Ne… 
-Valla beş oldu,kırdığı bardak.Biraz dalgın ve morali bozuk. 
-Ne oldu? 
-Dün,İreyizlerin Şevki kıraathanenin dışında sigara içiyormuş.Önünden ikisi kadın,birisi erkek üç turist geçmiş.Kadınlardan birini Anuşka’ya benzetmiş.Artık o kendi ifadesi.Benzetti mi,yoksa Kontrollü’yü işletmek için mi,söyledi bilemem.İçeriye Hamlet’e seslenmiş.Duymamış.Bir-iki dakika sonra gene seslenmiş ve “Anuşka gidiyor!” diye bağırmış.Hamlet,elindekileri attığı gibi sokağa fırlamış. 
-Eeee, 
-E’si,üçyüz metre ötedeki turistlerin peşinden koşturmuş.Yetişince de Anuşka’ya benzeyene sarılmış.Kadın önce şaşırmış,sonra da basmış çığlığı.Bu arada bizimki kadının yüzüne bakmış ve Anuşka olmadığını anlamış.Özür dilemeye kalkmış,fakat meramını anlatamamış.Olayı gören bir başkası araya girip turistlere İngilizce bir şeyler söyleyip meseleyi anlatmış.Tabii Hamlet utancından yerin dibine geçmiş,ama olan olmuş bir kere. 
-Doğru mu bunlar Kontrollü? 
-Doğru Haydar Baba.Çok ayıp ettim o turist bayana. 
-Her gördüğün güzel kadını Anuşka mı sanırsın Kontrollü? 
-Takma kafana Hamlet;hayat kısa,değmez bir kıza… 
- “Abdal ata binmiş,bey oldum sanmış” Boşuna umutlanma da vazgeç bu sevdadan Hamlet. 
-İşte “Ak köpeğe,koyun diye sarılma” buna derim. 
-Bir deyiş de benden: ”Gelin bindi deveye,gör kısmeti nereye” 
- “Adam adamdır olmasa da pulu,eşek eşektir olmasa da çulu” Çalık.Bırak uğraşmayı,zaten yaralı. 
-Beyler, ”her şey incelikten,insan kalınlıktan kırılır” mış.O nedenle,üzerine gitmeyin canım.Onun üzüntüsü ona yeter.Bu Anuşka konusunu da kapatın artık.Kimse bugün, söz etmesin bu konuda. 
-Haklısın Haydar baba. 
-Aktar ne fısıldıyor öyle. 
-Haydar baba,Aktar diyor ki “Haydar baba da kıraathanede polis devleti kurdu.Siyaset yasak,Anuşka’dan konuşmak yasak.Yakında kıraathanenin muhtelif yerlerine kamera ve ses alıcılar da yerleştirirse hiç şaşırmam.” 
-Doğru mu söylenen Aktar Reşit? 
-Şaka olsun diye söylerim,Haydar baba.Bu Marsık belası da ciddi sanıp yetiştirdi sana.Dedikoducu,n’olacak…Hiddetlenme sakın! 
-Bak Aktar: ”Yiğit adam harpte,dost dertte,olgun adam hiddette belli olur” muş. 
( Kontrollü Çay Kıraathanesi Muhabbetleri - 5 başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 2.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.