Ankaram, adı karam!
''Buram buram’’ yetmez tütüşünü anlatmaya!
Elâ gözlerini sevmişim ya O’nun;
Hiç mi hiç görünmedi karaların!
Ve bir güvercin kanadıydı Kızılay’da, 
Sevdalı şair adımlarım…

 
Ankaram, ana karam!
Yokuşludur ya bağrın;
İnerken düşürmüşüm Kocatepe’den,
Sevdalar t/aşan o deli yüreğimi...
 
 
Olgunlar’da bir sahaf kafeydi mekânım.
Sakallı bir sahibi vardı Halil adında.
Bakışında sicim sicim ıslanmış hüzün;
Tıpkı adın gibi k/ömür karalı!
 

Hani denizin yok diye yakınırlar ya;
Denizlere değil, 
Yüreklere akar sende nehirler!
Ve mehre râzıyım ağırlığınca;
Yeter ki yârim ol Ankaram!
 

Zeybeğinin delikanlı duruşu,
Varoşunun demet demet evleri…
Dost katında cennet mekanındadır,
Seninle bir AN bile Ankaram!
 

// Aşkımla aynı kazanda kaynayan aşım!
Şiirlerce vasiyet ederim ki;
Kara türâbına gömülsün na'şım! //
( Ankaram başlıklı yazı Alpdoğan tarafından 7.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.