Değerli dostlar, güzelliği ve sıcak dostluğuyla buluştuğumuz bu sitede elimden geldiğince yazmaya ve kendimce demlemeye çalıştığım bir çok yazı çalışmamız oldu. Bunlardan İSLİ DEMLİK yazı dizisini bir kaç gün daha iyi dem alsın diye bekleteceğim. Tabiki, siz değerli dostlarımın hoşgörüsüne sığınarak...Bu gün sizlerle yirminci sene’i devriyesi yaşanan HOCALI konusunu işlemek istedim...İyi okumalar dileğimle



Bizler, asil Türk Milleti olarak bir karıncanın dahi öldürülmesine razı olmayız.Yeter ki, manevi değerlerimize ve vatanımıza saldırılmadığı müddetçe.Lâkin, olduğu günden beri, sıcaklığını koruyan bir HRANT DİNK davasıdır sürüp gidiyor. Kendilerinin çalıp kendilerinin oynadığı bu oyunda, Türk Milleti’nin tamamını temsil etme cüreti bularak; "Hepimiz Hrantız,Hepimiz Ermeniyiz " sloganını gözlerimizin içine baka baka tertip ettiler. Müslüman-Türk Halkıyla en ufak bir alakası olmayan bu olayı temcit pilavı gibi gündemden düşürmeyenler,bu gün yirminci yılını deviren HOCALI katliamı hakkında neden kılını kıpırdatmazlar anlamak mümkün değildir.Neden bir beyanat yapıp tüm dünyaya anlatmazlar bu katliamı? Yüzküsür yıl önce içinde bulunduğumuz zor durumdan istifade edip halkıma kast eden o ermeniler değilmi? Bizi sırtımızdan vurup kendi yaptıkları zülmu bizlere yamayan onlar değil mi? Tüm dünyaya Türk Zülmü diye yayın yapanlar onlar değil mi? Daha kanları ve acıları kurumamış Hocalılıları dünyanın gözü önünde akla dimağa sığmayan işkencelerle zulme boğan onlar değil mi? Bütün bunları yirmiyıl gibi kısa bir süre önce yaptılar.Sonra da ört bas ederek haklılıklarını ispatlamaya çalışan onlar ve yandaşları değil mi? Bizler daha ne kadar sessiz ve çaresiz bekleyeceğiz.

Ermenistan’da ki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye’nin Oniki ili yer almaktayken, Ermenistan’ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı’nın resmi varken, Ermenistan Millî Marşı’nda Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün,öldürün denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok sanırım.

Dağlık Karabağ Bölgesi’nde bulunan Hocalı’ya, eski Sovyet İttifakı Silahlı kuvvetleri’ne ait 366.Alay’ın desteği ile Ermeni Sılahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 Azerbaycan Türk’ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok çok üstünde olduğu bilinmektedir. Ellialtı hamile kadının karnı yarılmış ,iç organları ve çocukları dışarı çıkarılmış vaziyette bulunmuştur.

Bu alçak saldırıda "Dört yüz seksen yedi" kişi ağır yaralanırken, "Bin iki yüz yetmiş beş" kişi ise rehin alınmış,geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmıştır. Ancak, bu olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır.

Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı.!

Fakat katliam sonrası Hocalı’ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı’da katliam bölgesini gezen Fransız gazeteci Jean-Yves Junet’nin gördükleri karşısında söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu:

"Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim,ama Hocalı’da ki gibi bir vahşete umarım bir daha kimse tanık olmaz" demiştir. Peki, 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti? Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996’da Ermenistan Başbakanı oldu.

Karabağ’da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna,’Hocalı Katlia! mı’ baş sorumlusu olan azılı terörist Robert Koçaryan oturdu.

Ermeniler Türk hamile kadınlarına tecavüz edip karnını hamile olduğu halde taş ile doldurup öldürmüşler ve küçük Türk kızlarına tecavüz edip öldürmüşlerdi.

Ülkemizde sadece Bir ermeni öldürüldü diye, yürüyüş yaptılar ve o kadar araştırdılar. Ama hiç bir insan kalkıp ta bu masum insanlara işkence edilip öldürüldükleri için yürüyüş yapıp onların birazcık olsun gönlünü alma yoluna gitmediler. Neden ? Çünkü Lobi ve Lobicilik bizlerin aleyhine işlemekte. Bizler yerimizde oturup haklılığımızı savunamazken adamlar yaptıkları zulümleri haklı gösterip,bir de utanmadan tazminat talep edecekler...Vay bizim halimize vay!!!

Aralarında onlarca entellektüel geçinen diplomalı cahillerin de bulunduğu bir grup ermenilerden özür diledi , hiç kimse demedi ki yıllar boyu bizim yurt dışında ermeni lobisinin maddi manevi desteği ile korunan ASALA terör ve katil örgütünün (Sadece TÜRK oldukları nedeniyle)öldürdüğü diplomatlarımız için kim özür dileyecek? Ülke yönetiminde söz sahibi olan izansızlar olası tepkiden çekinmeseler, ikibuçuk milyon çapulcunun önünde Yetmişbeşmilyon Türk’ e diz çöktürecekler. Yeter ki büyük ağabeyleri (ABD) onlara aferin desin!!!...

Ey asil TÜRK Milleti gelin uyanalım artık!!! Gerçekleri görme zamanı çoktan geldi ve geçiyor.


Selamlarımla
( Bir Hocalı, Bir Hrant Eder Mi? başlıklı yazı Arzeni tarafından 24.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.