Aşk kitabıyla dolu kalp evimin camını
Sayfalar yırtılmadan, kırmadan öylece gel!
Nevbahâr şarabını esirgeme bu candan
Can kuşum kafesinden çıkmadan önce anla!
Bulut kin yağdırırsa korkmaz mısın bu sondan?
Gel! Öykümüzün sonu yazılmadan al kanla
Ruhumu dinler melek beni teskin ederken
Yanağıma dokunur sıcacık bir meltemle
"Yağmurlu rüyaları kötüye yorma!" derken
Her sabah uyanırım sırtımda soğuk nemle
Kılavuzun simurgu yakala kulağından
Zulmün ile âlemi etmeden lime lime
Hüdhüd'e danış da gel göklerin uzağından
Sevdanın sırlarına kavuştursun kelime
Gökte mavi bahçenin üstüne çıka çıka
Dikenli çiçekleri dikeniyle al da gel!
Yığılmış demir gibi dağları yaka yaka
Buz dağının suyunu denizlere sal da gel!
Sağır kaya içinde kuşu duydu Süleyman
Rüzgâra kalp taktırdım sesini duymaz mısın?
Adınla esen yeller aşkınla yandığı ân
Yüzünü yakan nârı kalbine koymaz mısın?
Dokuz sıfat bürünüp, yetmiş tövbe söyleyip
Ettiğin yeminleri kefaretle boz da gel!
Aşkımın destanını şimdi tamam eyleyip
Vuslat mührü basarak fermanımı yaz da gel!
2012
Müjgân Akyüz/MAJ
