Geçtiğimiz günlerde alanında çok farklı bir kitapla tanıştım. “Paradokya – Adalet Yıldızı ve Kayıp Pusula”.Periler, büyüler beklerken kendi kültürümüzden, kendi tarihimizden hayaller ötesi, etkileyici bir kurgunun içinde buluverdim kendimi. Kitabı bitirdim ve düştüm PARADOKYA’nın hikayesinin peşine... 

Değerli yazar CEM GÜLBENT ile kitabı PARADOKYA üzerine bir söyleşi yaptık. Yoğunluğuna rağmen vakit ayırdığı için kendisine çok teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Keyifli okumalar…


- Öncelikle kimdir Cem Gülbent?

1982 İzmir Buca doğumluyum. Dört kardeşten en küçüğüyüm. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversiteyi İzmir Buca’da okudum. Dokuz Eylül Üniversitesi Fizik bölümü mezunuyum. Kendime ait bir reklam ajansım var. Aynı zamanda yazarlık yapıyorum.

- Fantastik kurguyla nasıl tanıştınız?

Fantastik kurgu ile tanışmam Paradokya’nın ilk ilham gecesine dayanıyor. 2007 yılının bir temmuz gecesi, yatağımda kendime geldim. Ne gördüğümü ne düşündüğümü hatırlamıyordum. Rüyada olsam ve bunları yaşasam nasıl kurtulurdum nasıl uyanırdım diye sorgulamaya başladım. O gece Paradokya’nın doğuş gecesi olmuş. O günden itibaren sürekli bir kurgu tasarlamaya çalıştım.

- Paradokya nasıl ortaya çıktı, nerden geldi aklınıza kitap yazmak? 

Paradokya’nın ilham gecesinden itibaren düşünmeye başladım. Bir sistem olsun, bu sisteme giren olsun ve rüyasında bir oyun oynasın istedim. Yer, oyun, şifre ve macera düşünürken kişi sayısının 1’den 3’e çıkmasının uygun olacağına karar verdim. Daha sonra bu üç kişinin yollarını maceranın en üst düzeyde olduğu anda birleştirmek istedim. 
İlk olarak filmini çektim zihnimde. Daha sonra bu filmi izlerken bir yandan da kağıda aktardım. 

Paradokya’nın Adalet Yıldızı adlı bölümü Rize Hemşin’de yazıldı. Askerlik yaparken yazdım. Kayıp Pusula bölümü ise İzmir’de yazıldı.

- Paradokya’yı elinize ilk aldığınızda neler hissettiniz?

Çok değişik bir duygu. Tarifi imkansız bir mutluluk yaşıyorsunuz. Evli değilim fakat sanki çocuğum olmuş gibi hissettim ilk elime aldığımda. Hayalinde yazarlık olan herkesin bir an önce bu duyguyu yaşamasını isterim.

- Paradokya’nın belli bölümlerinde okuyucuya şifreler sunmanızın amacı nedir? (Çözene kadar akla karayı seçtim inanın, uykularım kaçtı :))

Şifrelerin olmasının birkaç sebebi var. Öncelikle Okuyucuyu kitapla daha bir iç içe yapabiliyorsunuz. Siz de demişsiniz çözerken akla karayı seçtim diye. Bu bile kitabın reklamını sağlıyor. Ayrıca şifreyi çözen okuyucu kitabı daha çok sahipleniyor.
Bir diğer sebep; şifreleri çözemeyenler www.paradokya.com ‘dan bakıyorlar. Ben de siteye koyduğum sayaç sayesinde günde kaç kişi girip şifrelere ve diğer haberlere bakıyor diye istatistik tutabiliyorum. Kitabın popülaritesinin ne düzeyde olduğunu anlık takip ediyorum. Şimdilik çok güzel gidiyor. Günde yüzlerce kişi Paradokya ile iç içe. 

- Paradokya’nın sinemaya uyarlanmasına yönelik bir proje düşüyor musunuz?

Bir önceki sorunuzda da dediğim gibi; önce bu projenin filmini çektim düşüncelerimle, ardından kağıda döktüm. Bölüm bölüm yazmamın sebebi budur. Böylelikle senaristlere önceden hazırlık yapmış oldum. Sinema filminin olmasını en çok ben istiyorum. Fakat ben ne kadar da kitabım çok güzel desem, yazarı olduğum için “tabi ki güzel diyeceksin” diyorlar. Önemli olan sizlerin tavsiyeleri ve beğenileri. Paradokya ne kadar çok kişiye ulaşır ve okuyucu kitlesi artarsa, yapımcıların da o derece dikkatini çekecektir. 

- Paradokya farklı dillere çevrilecek mi?

Bununla ilgili çalışmalar var. Öncelikle İngilizce olarak hazırlandığını biliyorum.

- Sizce “fantastik edebiyat” nedir?

Fantastik edebiyat; her insanın hayal gücüne göre değişiklik gösteren bir edebiyat türüdür. Hayal kuran, kurduğu hayaldeki zaman ve mekan kavramlarını şekillendiren ve okuyuculara zevkli anlar yaşatan kişilerin edebiyatıdır. Bizlere geniş düşünme yeteneği sağlar.

- Ülkemizde fantastik - kurgu yazarı oldukça az. Sizce bunun nedeni nedir? Fantastik edebiyatın daha ileri taşınması için neler yapılabilir?

Fantastik kurgu yazarları ülkemizde çok. Fakat kendi okuyucu kitleleri ile iç içe girmiş bir yazar yok denilebilecek kadar az. Fantastik denince akla vampirler, paralel evrenler, büyüler gelir. Fakat bizim kültürümüzde bunların karşılığı yok. Bu yüzden bu tarz bir çalışma yapan Türk yazarın ortaya çıkardığı eser, kendi okuyucu kitlesi tarafından benimsenemiyor. Yabancı yazarların çalışmaları daha çabuk kabulleniliyor ülkemizde. Ben ise Paradokya’yı yazarken kendi düşünce yapımıza uygun, kendi kültürümüzle bütünleşmiş bir eser olsun istedim. Kısa sürede binlerce kişiye ulaşmasının sebeplerinden biri budur. Biri de maceradan ödün vermemesidir. 

- Paradokya beklediğiniz ilgiyi gördü mü?

Beklediğim ilgiyi gördü, görmeye devam ediyor ve de edecektir. Paradokya yıllarca Türk okuyucusunun başucu fantastik kitabı olacaktır.

- Paradokya’nın devamı olacak mı?

Devamı olmasını ben de istiyorum. Bunun için çalışmalarımı yapıyorum.

- Hayal ettiklerimizi yazıya dökmek o kadar da kolay değil. Hele ki edebi bir şekilde. Yazmanın sizi zorlayan tarafları neler?

Bazı durumlarda tıkanabiliyorsunuz. Öyle durumlarda fazla üstelemiyorum kendimi. Bırakıyorum kalemi. Aradan kısa bir süre sonra yeni ilhamlar tıkanan yerlerdeki kapıları tek tek açıyor ve macera kaldığı yerden devam ediyor.

- Yazarken motivasyonunuzu nasıl sağlarsınız?

Kendimi hazır hissettiğim an masama oturuyorum ve akıcı bir şekilde yazmaya başlıyorum. Eğer yazarken ilerlemekte güçlük çekiyorsam bir problem olduğunu düşünüyorum. Genellikle kendimi yeterince adapte edemeyişimden kaynaklanıyor o an. Ama böyle durumlarla çok az karşılaşıyorum. Yazmayı sevdiğim için masama ve kalemime yaklaşırken kendi kendime motive oluyorum. 

- Fantastik edebiyat için tecrübe ne kadar gerekli? Sadece hayal etmek yeterli midir?

Hayalinizi edebiyatla birleştirmek çok önemli. Bunun için bolca okumak ve yazmak gerekli. Bir dağı aşmak gibidir. Önce tırmanırken sıkıntısını yaşarsınız. Belli bir noktaya geldikten sonra rahatlıkla ilerlemeye başlarsınız. Yazdıkça tecrübe kazanırsınız, tecrübe kazandıkça da yazmaya hevesiniz artar. Bir çeşit olumlu kısır döngü.

- Kaleminizi, daha doğrusu hayallerinizi nasıl besliyorsunuz?

Kitap okumayı seviyorum. Ayrıca haberleri takip etmeye çalışıyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi seviyorum. Yaşadığım her şeyden bir ilham gelebiliyor. Dinliyorum insanları. Herkes ayrı bir dünya ve bu dünyalardan çok güzel beslenebiliyorsunuz. Hayal güçlerinin birleşmesi sizlere yeni ilham kapılarını aralayabiliyor. 

- Bir sosyal platformda paylaştığınız günlük yazılarınızı kitaplaştırmayı düşünüyor musunuz?

Olabilir. Böyle bir düşüncem var. Yayınevi ile görüşüp bir karara varabiliriz. Yakında şahsi web sitem de yayına girecek. Bu günlükleri sitemde daha derli toplu yayınlamak istiyorum.

- Beğendiğiniz ve takip ettiğiniz fantastik-kurgu yazarları var mı?

Hayır yok. Her türden kitap okumaya çalışıyorum. Genel olarak beğendiğim yazarlar diye sormuş olsaydınız Ali Ural, Ali Çolak, Okay Tiryakioğlu, Dan Brown, Adam Fawer diyebilirdim. 

- Edebiyatın farklı alanlarında projeleriniz var mı?

Paradokya’lardan sonra çok farklı projelerim var. Türkiye’de hatta dünyada benzeri olmayan kurgular var aklımda. Çoğu fantastik değil. Zaman bakalım neler gösterecek : )

- Yazar adayları için tavsiyeleriniz neler? Kendilerini geliştirmek için neler yapabilirler?

Hangi yazara sorsanız kitap okuyun ve yazmaya çalışın der. Ben ise bir ekleme yapmak istiyorum bu düşünceye. Eğer yapabiliyorsanız günlük tutmayı deneyin. Öyle sayfalarca yazmanız da gerekmiyor. Bir iki paragraf bile olsa o gün ne yedim ne içtimden ziyade ne öğrendim farklı ne yaşadım tarzında bir yazı yazın. Birileriyle paylaşmanız da şart değil. İsterseniz yazdıktan sonra hemen yırtıp atın. Burada önemli olan kalemi elinize almak. Çünkü yazar kalemi ile birlikte ilerler. Bilgisayar başında oturunca bana ilham gelmiyor. Masamda, elimde kalemimle vakit geçirmem gerekiyor. İnsan daha geniş düşünebiliyor bence.

-Sorularıma verdiğiniz cevaplardan dolayı çok teşekkür ederim.

Ben de bu röportajı yaptığın için teşekkür ediyorum. 


05mart2012

İcLaL AyGüN

( Paradokya - Gecenin Gizemli Oyunu başlıklı yazı yâren-i aşk tarafından 6.03.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu