Dört yanımızı sardı amansız leş kargası
Karar kıldık hepimiz mukaddes bir davada
Kin ve barut kokusu zuhur etti havada
Sahipsiz sandı kâfir emsâlsiz memleketi
Reva görmek istedi ne hikmetse zulmeti
Cepheye koştu Türk’ün erkeğiyle kadını
Kat'iyen unutmayız hiçbirinin adını
Yedi düvele karşı verildi çetin savaş
Kararan tüm umutlar ağardı yavaş yavaş
Sanki insan değildik, dönüverdik aslana
Mevlâ’nın takdiriyle kafa tuttuk düşmana
Erkenden fark edildi kurulan hain pusu
Ezelden tanıyorduk kem İngiliz’i, Rus’u
Akıl sır ermez asla boğazdaki vahşete
Ahvâl necip milleti düşürmedi dehşete
Asker Gelibolu’da âdeta kalktı şaha
Tekbirlerle sığındık yalnız yüce Allah’a
Sükûta bürünmüştü bir ara Arıburnu
Radikal karar alıp çözmeliydik sorunu
O gün Conkbayırı’nda yer yerinden oynadı
Şüphesiz tarih şahit, etraf şehit kaynadı
Gam kasvet bulutları vardı Seddülbahir’de
Yine de galip gelme fikri dolandı serde
Yetiştirdi yardımı mazlumların hamisi
Yazgıyı değiştirdi Nusret Mayın Gemisi
Tüm dünyaya nam saldı Gazi Mustafa Kemal
Hem yol göstericiydi hem de sapasağlam dal
Açlıktan kesilmişti cengâverin nefesi
İman yuvası idi solda göğüs kafesi
Denizde ve karada koptu kızıl kıyamet
Ölüme gider iken düşünmedi hiç Mehmet
Nedir Koca Seyit’e devasa top mermisi
İnancı zirve yaptı lâf-ı güzaf gerisi
Kimse durduramadı, benzedik azgın sele
Anzaklar hayran kaldı estirdiğimiz yele
Şüheda kanlarıyla sulandı her bir karış
Hâlbuki biz istedik yurtta, cihanda barış
Kendinden geçer gibi nasıl da coşuyordu
Şehadet şerbetini içen pervasız ordu
Anlamaz olur muyuz gaddarın niyetini
Yıllar önce ödedik toprağın diyetini
İki yüz elli bin can yatar eşsiz diyârda
Güneş bambaşka doğup batar eşsiz diyârda
Sevda dolu kalplerin has mekânıdır cennet
Hepsine de gönülden duyarız gerçek minnet
Unutmak mümkün değil bin dokuz yüz on beşi
Hüsran gölüne soktuk kanı bozuk kalleşi
On sekiz mart mühimdir; yaptık toyu, düğünü
Zaten zaferle dolu değil mi Türk’ün dünü
Ebediyete kadar yazılmaz böyle destan
Aziz vatana karşı vazgeçmeyiz ihlâstan
Ömer AYDOĞAN
ORDU 12/03/2011