Ne gariptir şu aşk...
   anladığını düşündükçe karmaşıklığının içine, daha içine düşmektesin. sır... evet sır, vallahi sırdır aşk. çözmek kim, biz kim! ancak efendimiz, gül yüzlümüz, canımız peygamberimiz (s.a.s) ve O'nun nurunu hayatına nakşeden erenlere nasiptir bu sırra erişmek. biz; nursuz, batıl ve mürşidsiz hayatımızla çöze-yazarız, çözemeyiz.
   yalnızca dudakta tuz, gözde esrarı görüp, bir perde daha çekeriz aşka. hiç yırtamayız o perdeyi ki benliğiyle başbaşa kalalım. damlayı, damlanın zerresini görüp de umman zannetmekle mükellef kılmışız kendimizi. daha ilk deminde sarhoş olmakla aşkın badesi bitti sanırız. ilk yudumlarında yüzümüzde beliren buselere aldanırız, kalbin feraha ermesine müsade etmeyiz.
   aşk hiç sığ bedenlerde, yüreklerde hapsedilebilir mi? beşerde durunca şaşar kalır, öte geçemez. bu küçük idrakle çıkar mı hiç kör kuyulardan?
   yürek aşka bulaştı mı bir kere, yalnız vuslatta huzur bulur, yalnız vuslatı arzular. öyle arzular ki o vakit geldiğinde ne yapacağını bilemez. vuslatı hayal ederek, düşüne düşüne kendini kaybeder. vuslatta ise bitap kalır. aşığın dili lal olur, hal diliyle muhabbete talim eder. ey gönül dostu vuslatında sessizliğim, durgunluğum bu sebeptendi, hallerimden anlayabildiğin neydi bilmem. yüreğim öyle çarpmaya başlardı ki seni görünce, atışları hızlanır, kanı çekilir ve hareketlerim şuursuzlaşırdı, daha o an sarhoş olurdum.
   benim gibi aciz, günahkar, her hali ile asi, vefasız ve sürekli aldanan bir kulun, aşkı tarif etmesi haddine mi? ben anlayamam, anlatamam. aşkı yaşayanlardan bilince, boğazımda acımasız bir hıçkırık düğümlenir, gözlerim yanar, vicdanımın ruhuma ızdırabı başlar. aşkı bilmiyorum, bilmediğimi tarif edemem.
   kainatın yaratılış sebebi aşk, yaratılış gayesi aşk. onsuz göçüp gidene ne yazık! Rabb'e rücu' ettiğimde aşk denilirse; kötürüm duygularımın geçersiz şahidliğiyle -korkarım- biçare hale döneceğim.
   elimden geldiğince sevilmesi gerektiği gibi sevdim seni, şüphem yok. tek eksiğim karşılıksız sevmeyi unutmak... Rabb'den gönüle bahşedilen şaheseri mutlu etmeye çabalamak dururken, o şaheserden mutluluğu umdum. mutlu olmak için maşuğun gözlerine bakmak bile aşkın temizliğine yakışmayacak olan büyük bir hata. aşkı yaşamak yerine aşka doymaya çalışmak hata. ve her hata aşktan aşığı, aşıktan aşkı alıp götürür. senden bu yüzden helallik istiyorum gönül dostu.
   aşkın adı sevmek değil mi? gerçek manada sevebilmek; sevdiğinin iyiliği için dua etmek, Rabb'e O'nu emanet etmek aşkın ta kendisidir.
   benim için her halinle mutluluktun. yaşadıklarımın hiçbirinden pişmanlığım yok, sadece seni gerçek anlamda mutluluğa eriştirememenin huzursuzluğuyla mahvoluyorum.
   dedik ya aşk; sevebilmektir. ölü bedenlerin kuru kuruya yan yana gelmesinin artık anlamı yok. yan yana olmak da elbette değerlidir fakat şart değil ya. seviyorum. sen içimdesin, ben sendeyim, aklım fikrim sende ve sen zikrimdesin. vuslata ne hacet. ben senden ayrı değilim, kişi sevdiğiyle beraberdir. balkonda bir akşamı seyrederken dinlediğin gibi tıpkı; '' AYRILIK unutanlara mahsus.'' ben seni hiç unutmayacağım ki!
  yürekteki dil ile açığa çıksa ne, çıkmasa ne? iyelik sıfatlarıyla dolu sözcükleri sana duyuramamam, hislerimin hakimi olduğun gerçeğini değiştirmez. maşuksuz aşk ne mümkün diye düşünme. Rabbim bu haslete öyle bir vermiş ki; görmediğimiz halde varlığı sabit ve görmediğimiz halde aşığız. yıllar yılı sana besleyeceğim duygular da sensiz olacak belki de.
  herşey Allah'a ait, görünen görünmeyen tüm mülk Allah'ındır. hüküm de yalnız O'nundur.O en güzelidir, en güzelini bilir, en güzelini verir. hüküm verdi, bu ıssız şehirde karşılaştık. vereceği hükme karşı durmaya gücümüz yetmez, ben Allah'tan razıyım.
   bendeki seni, sendeki beni ve bizi çok seviyorum. imkansız hayallerimize, sevginin saflığına ve kendine iyi bak.
   Belki birgün...



( Üç Harfli Duygular Ve Sahipsiz Mektup başlıklı yazı zamansız tarafından 3/20/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu