Bir gün gecenin hangi saatinde gökyüzündeki yıldızlara gözlerimi kapattığımı bilmeyeceğim...
 
Kirpiklerimin ardında; belki kan ter içinde kalan bir rüyanın eşiğinde, belki de hiç uyanmak istemediğim bir masal ülkesinin eşiğinde koşuşturuyor olacağım...
 
Bir el dokunacak dudaklarıma. Aniden sıçrayacağım yatağımdan... Gözlerimi bir yavru serçe gibi çarpan yüreğimin içinde açacağım panikten. Göz bebeklerim fal taşı gibi açılmayacak titreyen ellerimin köşesinde ve saçlarımın dağınıklığı ilk kez umursanmayacak ruhum tarafından...
 
Fısıltılı dudaklarının arasından bahar melodisi gibi bir "günaydın" ilişecek yüzümün lahiyasına ve gün daha kendine aydınlanmamışken, ben seninle öğlen sıcağını yaşayacağım şafak vaktinin koynunda. Gün telaşelerimiz birbirimizi özlerken ve saatleri ardı arkasına birdirbir saydırıp oynatırken geçireceğiz belki de. Lanetler yağdırdığımız milyonlarca sayı, harf ve evrak arasında küçük kısa telefon konuşmalarında "nasılsınlar" dudaklarımıza ilişip şımartacak.
 
Akşam üzeri telaşelerini kavuşma heyecanı saracak, geçmeyen saniyeler bir giyotine giden mahkum gibi ağır gelecek. Belki biraz alış veriş iliştirilmiş gülüş, belki bir kafe de soluklanış ardından açılacak evimizin kapısı. Düzeni düzensizliğinde saklı kapı eşiğimizde filizler daima büyümeyecek. Hep yapraklarında ruhumuzdan damlayan huzur çiyleri asılı kalacak. Takvim yaprakları, anı durduramayıp yarına yüklendiği için nefret edecek kendinden. Sarılışlarımızı bir kap tencere üzerinde pişireceğiz tabaklarımıza kotarırken, bir yudum sarhoşluk eklenecek kadehlerimize. Gözlerimiz soframızı paylaşırken ve aniden kapı çalacak! Sokağın tüm gürültüsünden ve yüzlerin tüm yalanlarından sıyrılıp kaçan dostlarımız ilişecek kapı zilimize. Belki iki gözden oluşan evimiz aşkımız ve sıcak kahkahalarımızla suit tadı verecek dost kalplerimize... Sohbetlerimize yer minderi üzerindeki seninle olan şarkılarımız ve gitarın notaları asılacak. Kapı eşiğinde sen belime sarılmış saçlarımın ardından içine çektiğin kokumu bana sindirirken vedalaşacağız geceye...
 
Yıldızların ahkamı yenik düşecek yastıklarımıza. Gece utanacak karanlığa saklanmışlığından.. Gözlerim kapanacak gözlerinin içinde....
....
Hadi.
Dokun...
Uyandır beni!
( Günaydın başlıklı yazı lss tarafından 27.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.