Bir gün sormuşlar adamın birine: “Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır"?

Bakın göstereyim size demiş.

Önce sevgiyi dilden yüreklerine indirememiş olanları çağırarak bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine.

Derken tabaklarına çorba konmuş ve arkasından da uzun derviş kaşıkları. Adam "Bu kaşıkların ucundan tutarak öyle yiyeceksiniz" diye şart koşmuş. Peki demişler ve içmek üzere teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun olduğundan bir türlü döküp saçmadan ağızlarına götüremiyorlar. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine adam, şimdi sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe demiş. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen insanlar gelmiş oturmuşlar sofraya.

Bu defa "Buyrun" deyince, her biri uzun kaşıkları çorbaya daldırıp, sonra karşılarındaki arkadaşlarına uzatarak içirmişler.

Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek sofradan kalkmışlar.

İşte demiş adam: Kim ki gerçek sofrasında kendini yalnız görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim karşısındakini düşünür de doyurursa o da karşındaki tarafından doyurulacaktır.

Şüphesiz ve şunu da unutmamalıyız, gerçek pazarında alan değil, veren kazançlıdır her daim.

( Anla Sevmeyi başlıklı yazı NILGUN tarafından 16.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.