Yağmur yüklü bulutlar vaat etmedim
Sen de zaten hiç toprak olmadın
Şehirler kurmaya kalkmadım bozuk coğrafyanda
Değil masallarda yaşamak
Masal anlatmak bile yasaktı
Ne kadar da gerçekçiydin yalanlarında
Mükellef sofralardan aç kalkan obur
Şükür yoktu dilinde
Nasıl da açtın hazımsızlık çekerken
Gönül gözü şaşı insanların nazarı düşerken üzerine
Baktıkları sendin belki
Ama, gördükleri içindeki şeytan
Ne sevdin ne sevildin, üflendin okunmadan sadece
Kahramanlık türküleri dilinizde
“Sevmek cesaret ister” nakaratlı
Oysa cesaret sevmemekti
Terk etmekti
Can vermek değildi fedakarlık
Can almaktı
Ne kadar dil kırarsa bir ahraz
O kadar gerdan kırar yatalak bir yosma
Bak bu gece de sabah oldu şükret
Ve halen seviliyorsun hayret
Velev ki sevmedik olalım
Yalanı bile bu kadar güzelken sevişmenin
Say ki vazgeçtim vazgeçmekten
Sen siyaha meftun, sen renkleri tükenmiş
Korkma uçurumda değilsin
Çerçevesi simsiyah yarım kalmış bir uçurum resmine bakıyorsun sadece
Rahatla
Korktuğuna ve eksik kaldığına yan
Sen bulutlardan şekil çıkaran
Nasılda keskindi kör bakışların
Nasıl da saftı aklın kıvrımları
Ne kadar da kararlıydın kararsızlıkta
Belki hiç yaşanmayacak terk edişler
Ölüm bir anlık...