Önyargılar konusunda çok yazılmış,çizilmiştir.Mutlaka bizlerinde önyargıdan kurtulamadığımız zamanlarımız olmuştur.Ama önyagının tuzla imtihanı olur mu diyeceksiniz?
Ama oluyor.
Büyük bir holding bünyesine alacağı kişileri imtihana tabii tutar.Yazılı sonuçları sonunda başarılı olanları yeni bir imtihan beklemektedir.Ama bu imtihan dan önce bütün adaylar yemeğe davetlidir.
Bu davet aslında imtihan'ın ta kendisidir.
Yemekler sevris edilir.Artık adaylar için imtihan başlamıştır.İmtihan heyeti onları izlemektedir.Yemeğin tadına bakmadan tuz atanlar imtihanı kaybeder.Çünki onların alışkanlıkları vardır.Ö yargıları vardır.Yapacakları işte başarılı olamacakları düşünülür.
İmtihanı kazananlar yemeği test edip sonra tuzuna bakanlardır.
Bir gazeteyi .bir eseri ,okumadan,hatta başkalarının yorumuyla yorumlayanların var oldugu günleri yaşıyoruz.
Bizlerinde önyargılarımız olmuştur.Bu bir yetişme kültür olayıdır.198o öncesi bizler hangi safı tutarsak o "takımın "kitaplarını okurduk.12 eylül öncesinin askeriydim.Desinatördüm.Bir odam ve masam vardı..Masamın gözünün iç kısmında unutulmuş bir kitap vardı;Tanrıların arabaları.Erich von Daniken'adlı bir yazara aitti.Bu yazara bizim cenah iyi bakmazdı.Bende kitabı okumaktan kaçındım.Ama yanıma aldım.Uzun bir süre kitaplığımda sakladım.
Bir ara popüler bilime merak saldım.Evet okunma sırası gelen bir kitap vardı.İsmini bile tuhaf bulduğum Tanrıların arabalarını okumaya başladım.Bilimden başka referansı olmayan yazar ne hikmetse çok konuda Tevrat'a baş vuruyor.Olayların büyük kısmında Tevrat vardı.
Yıllar önce insanlığın ilimde ileri gittiğini sonra yok olduğunu,bilgisayarın olduğunu ıspatlamaya çalışıyordu.Maya medeniyeti gibi.