1
söyle çocuk
senin yanaklarından daha mı güzel
gökkuşağının renkleri
sen her gün vurulurken kalbinden
yüzünde solmayan tebessümünden
atılıp, itilip, satılırken haraç mezat
neden şiirlerin yazılmaz da
gökkuşaklarına iltifatlar yağdırılır...
söyle çocuk
senin şarkılarından daha mı efsunkâr
pop, caz ve rock müzikleri?
neden dinlenmezsin onlar kadar?
sen düşmüşken sokaklarda geçim
derdine
lerzan ellerini sokacak cebin yokken
çenene ulaşan yaşını silemezken
ensende patlayacak şamardayken aklın
kibritçi kıza bu nispet niye
üstelik, sonunu bile bile…
söyle çocuk
gidecek yönü bilmiyorsan
ya da korkuyorsan konuşmaktan
bak işaretime
işte diyorum işte
güneşe diyorum çocuk
koş güneşe!
söyle çocuk
senin oyunlarından daha mı güzel ki savaşlar
daha mı eğlenceli
barışa, umuda ve yarınlara adanmış
neden senin oyunların öğretilmez de
einstein’ın felaket senaryoları öğretilir
sen birleştirirken umutları
yeşertirken sevinçleri
söyle çocuk
kim ne ister senden?
havva annemin ilk göz ağrısı
barış desem sana parmağını uzatırsın
savaş desem, kardeşini çağırmaya balkona koşarsın
neden, uykularını kaçıran, seni yetim bırakan
kulaklarını iğfal eden bombaları
anlamazsın…
söyle çocuk
ne kadar muammasın
sen kanadı kırık bir kuş görsen donarsın
yüreğin kanar, “anne” diye bağırırsın
toplama kamplarını görsen
bir top alıp
düşünmeden dalarsın…
çift kale bir maça çıkmışlar sanırsın…
anlıyorum…
belki de
ben gibi sen de naçarsın
kapat gözlerini küçüğüm
bir dilek tut
umuda ve aydınlığa
bir şarkı söyle içinden
…
“ulaşsın şarkımız güneşe aya”