Güneşin Gölgesi

Gönül sahrasını gezerken durdum
Şemsin gölgesine sığındım bir an
Gözlerine baktım, Resulü sordum
Dedi gitti oldu gönüller viran

Habibullah idi nurdan yüzleri
İnci mercan gibi tatlı sözleri
Duasında unutmazdı sizleri
Onsuz kan ağladı koca asuman

Seyrine dururdu ay gün felekler
Kıskanırdı onu cümle melekler
Hürmetine kabul oldu dilekler
Varlığım cismine olaydı kurban

Dedi o çöllere inen nur idi
El,emin sözünde duran er idi
Mazluma yetime candan yâr idi
Görmedim bir daha öyle bir insan

Sohbet ilerledi dalmışız söze
Dedim ondan daha çok bahset bize
Dedi rastlamadım öyle bir yüze
Sarp dağlar gibiydi göysünde iman

Baktım akşam oldu hilal yaklaştı
Duyunca Resulü yüzü aklaştı
Tutuldu dilleri biraz bekleşti
Dedi çok güzeldi onunla zaman

Bana söğlediği bir çok sözü var
Üzerimede parmağının izi var
Heseplı kitaplı yüzbin yazı var
İstersen hepsini edeğim beyan

Hilal ayrılırken aldı bir sızı
Gülerek yaklaştı sabah yıldızı
Dedi o sevmezdi yüzsüz arsızı
Arşa yükselirken görmüştüm inan

Her sabah duada gördüm cismini
Seyre doyamazdım nurlu resmini
Rabbim verdi ona Ahmet ismini
Çok zorluklar çekti etmedi isyan

Zalimler yüzünden çok çile çekti
Zulmü yok eğledi kökünü kesti
Tevhit bayrağını burçlara dikti
Hiç olmadı böyle tarihler yazan

Efendimi sordum yıldıza aya
Güneşe buluta birde semaya
Dediler doymadık ona bakmaya
Şeyranide yazdı böyle bir destan
 

Atilla Ertuğrul

( Güneşin Gölgesi başlıklı yazı Şeyrani tarafından 7.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.