Çocuk edebiyatı, adı üstünde çocuklar içindir. Genel bir tanımla 15 yaş altı çocuklar için konuları, karakterleri ve kullanılan dil özelleştirilerek hazırlanan edebi eserlerin oluşturduğu edebiyat koludur.

Çocuk edebiyatı alanında konuşmak, görüş beyan etmek, düşünce serdetmek, yazmak zor bir iş. Edebiyat genel bir ifade ise bu genel ifadenin içinde olacaksınız, hamurundan istifade edeceksiniz, hemhal olmuş ürünler üretecek, okuyucuya sunacaksınız buna ilave, ihtisas alanı olarak genel edebiyat çerçevesinde kalıp çocuklara yöneleceksiniz. Çocukların iç dünyalarına açılacaksınız, onlarla birlikte Kaf Dağının ötelerine Anka Kuşu kanadında yol alacaksınız, onların küçük ama kocaman dünyaların bile sığmadığı yüreklerine gidecek yolu bulacaksınız…

Zor iş gerçekten çok zor bir iş.

Bu da yetmezmiş gibi onların psikolojilerine inecek, kafalarındaki saf, tertemiz, çocuksu damarı yakalayacaksınız.

İşin aslı büyüklerin birçoğunun yaptığı, “çocuklara yazıyorum” diyerek büyüklerin kafasında oluşmuş, düşünceleri çocuk kahramanlarla aktarmaktan öteye geçemiyor.

Burada önemli olanın çocuğun bozulmamış, kirlenmemiş duygularına katışıksız, sade ve anlık çocuk pratiğini aktarabilmektir. İşte damar budur aslında.

Konuların seçimi de önelidir. Çocuk bu dünyada yaşıyorsa ve aynı olayları duyumsuyorsa, her türlü konu seçimi de makul sayılmalıdır. Burada sadece olaylara çocuksu düşüncelerle yaklaşabilmeyi başarmaktır yapılması gerekenler.

Ölüm de, kaza da, acı da, güzellik de çocukların yaşadığı gerçekliklerdir. O zaman, ölümü anlatan ve çocuklara yönelik yazdığını söyleyen yazarların, ölümün çocuk için neyi ifade ettiğini bulabilmeleri gerekir.

Aynı duygularla büyük tecrübesinin de, bilgi aktarımının da olması tabiidir. Bunları da aynı çocuk içselliği ile yansıtabilmek gerekir. Sıkıntı burada başlar burada bertaraf edilebilir.

Her alanın olduğu gibi çocuk edebiyatı alanının da bir hedefi vardır. Bazılarına göre kitabın edebi yanından çok ahlaki ve eğitici yönü önemlidir. Hâlbuki çocuk edebiyatı diğer edebiyat türlerinden ayrılamaz. Aynı değer yargılarından geçer. İyi bir çocuk kitabının sadece eğitici ve ahlaki değerler vermesi yeterli değildir. Edebi temelleri oluşturması da beklenir. Demek ki iyi bir çocuk kitabı çocuğun ilgi ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılayan fakat her şeyden önce çocuğun zevkle okuduğu eser olmalıdır. Çocuk edebiyatı alanında “İyi bir eser” anlayışında farklılıklar ortaya çıkar. Bu yazarın kültürü, düşüncesi ve yaşam biçimiyle de alakalı bir durumdur.

Çocuk edebiyatında “iyi bir eser” sanatın ruhuna sadık kalmalı bilgileri doğru vermeli, sade olmalıdır. Çocuklarda hayat boyu sürecek okuma zevki kazandırmalı ve okuma arzusu uyandırmalıdır. Çocukları hayata hazırlarken hassas ve uyanık yapmalıdır. Çocuklara hiçbir şeyi küçümsememeyi öğretmelidir. Bilgileri açıkça çocuğa kazandıracak şekilde olmalıdır. Gerçek ahlak kurallarını taşımalı ve bu konuda geleceğe hazırlama görevini de yerine getirmelidir: Fedakârlık, sadakatin, sevginin sonunda ödül aldığı, kıskançlık, çekememezlik ve aç gözlülüğün ne kadar çirkin ve değersiz olduğunu göstermelidir.” (Paul Hazard)

Çocuk edebiyatı içinde yer alabilmek için güzel bir dil kullanılması olmazsa olmazlardan. Dil zevkini çocuklara verebilmek kolay değildir elbette. Okuma alışkanlıklarının da bu yaşlarda başladığınız düşünürseniz dilin önemi daha da aşikâr olur. Çok karmaşık, anlaşılmaz ifadelerin yoğunluğu çocuklar için itici, onların soğumasına da sebep olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır.

Anton Çehov gibi edebiyat dünyasının önemli simaları bu kavramın bir edebiyat türü olarak ele alınamayacağı vurgusunu ortaya koyarken, yalnızca edebi vurgunun hafifletilerek sunulmasını düşünmekteler ve bu tartışma sürmektedir.

Edebiyatın dozunun hafifleştirilmesine Türk edebiyatından örnek olarak Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu eserleri gösterilebilir.
Son dönemler de isimleri sıkça çocuk edebiyatı ile anılan isimler hızla artmaktadır. Bu sevindirici bir durumdur. Cahit Zarifoğlu, Mevlâna İdris Zengin, Mustafa Ruhi Şirin, Muzaffer İzgü, Mavisel Yener, Fatih Erdoğan, Gülten Dayıoğlu,Yalvaç Ural bu alanda verdikleri eserlerle dikkatleri üzerlerine çekmeyi başarmışlardır. Son zamanlarda bu alanda önemli ölçüde gelişmeler olduğu kanaatindeyim
Masallar, akademik edebiyat tanımı içinde kesinlikle ayrı bir tür olarak düşünülmesine rağmen ben masalın da çocuk edebiyatı içinde yer alması gerektiğine inanıyorum. Masallar çocuklar için değil midir? Zaten çocuk edebiyatı, 2-14 yaş çocuklarının hayali duygu ve düşüncelerine yönelik sözlü ve yazılı tüm eserleri içine alır.

Ülkemizdeki gelişmeleri iyi takip etmek gerekir. Çeviri çocuk edebiyatı furyasına battığımız dönemlerden kurtulmak güzel olacaktır. Önemli olan kendi yapımıza, düşüncemize, davranışlarımıza, yaşam biçimimize uygun telif eserlerin öne çıkartılmasıdır. Geleceği ancak bu şekilde sağlama alabiliriz.

Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını değil.
Çünkü onlar, sizin düşlerinizde bile gidemeyeceğiniz
Geleceğin evinde otururlar.
Onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama onları kendinize benzetemezsiniz.
Çünkü yaşam durmaz; geriye değil, ileriye akar.
Sizler birer yay, çocuklarınız da geleceğe fırlattığınız canlı oklardır… (Khalil Gibran)

Çocukların olmadığı bir dünya düşünülemez. Sıkıcı, sönük, neşesiz bir dünya yaşanmaz. Dünyanın ışığı, umudu, en güzel, en değerli varlıkları ve insanın geleceğidir onlar. Çocukları geleceğin güzel insanları olarak yetiştirirken edebiyattan yararlanmayı düşünmemek olmaz. Edebiyat, çocuğu geleceğe hazırlarken, eğlendiren, düşündüren, öğreten bir yardımcıdır aynı zamanda. Bunun için edebiyat eserlerine ihtiyaç vardır.

Yüreğinin çocuk olması, çocukça çarpması ve yüreğini ortaya koyabilmesi yazarın bu alandaki başarısının sırrı olacaktır. “Yüreğim çocuk” diyebilenlere ne mutlu!


( Çocuk Edebiyatı Ya Da Yürekteki Çocuk başlıklı yazı duran-cetin tarafından 8/11/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.