Mapustayım Sanki
Bu nasıl bir hayat, bıktım koşmaktan
Kuru yaprak gibi kaldım lodosta;
Sevenler belki de unutmuş çoktan
Ne arayanım var, ne gelir posta;
Mapustayım gardaş, sanki mapusta.
Ruhum sarhoş gezer keder deminden
Kurtulmadı ömrüm bahtın geminden
Kurumaz kirpiğim gözün neminden
Gönlüm rutubetli, yüreğim hasta;
Mapustayım gardaş, sanki mapusta.
Kurudu ümidim, sanırdım solmaz
Beklerim çilemin miâdı dolmaz
Bağırsam sesime ses veren olmaz
Elimi uzatsam yetişmez dosta,
Mapustayım gardaş, sanki mapusta.
Mezarım sinemde, yaşantım zahir
Gülmeden göçerim dünyadan âhir
Katığım gözyaşı, ekmeğim kahır
Zehiri sunarlar su diye tasta,
Mapustayım gardaş, sanki mapusta.
Gecem ipotekli, günüm vergili
Huzura, neşeye kapım sürgülü
Küçücük pencerem demir örgülü
Düş’üm prangalı, hayalim yasta;
Mapustayım gardaş, sanki mapusta.
Kaldır engelleri, yoluma ver yol
Çıkmaz sokak gibi girdiğim her yol
Ya, çek çıkar beni; ya çıkar bir yol
Göster bana Rabbim, hayır yok nas’ta;
Mapustayım gardaş, sanki mapusta.
06 EKİM 2011
(
Mapustayım Sanki başlıklı yazı
Mustafa Sade tarafından
9/27/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.