Online Üye
Online Ziyaretçi
Her sabah
Ölü kalplere bir günaydın açıyorum
Bir tek uyanan olmayacak,biliyorum
Oysa hayat…Kim bilir kaç heceden ibaret?
Kaçtıklarımız aslında kaçırdıklarımızdan…
O halde;
“38 heceye dair notlar
Bir bezm-i dil-dar
Yahut bir mücerred ki vecd ile sarkar
Zamanla benim şimdi savaşım var”
Ve her gece
Yüreğine bin bir anlam yüklüyorum
Şiir oluyor adın,bilmiyorsun sevgilim
Oysa baş eğmişliğim…
Koca yaşamdan bir bana kalan mıdır?
O halde;
“Şimdi afakta ayrılık var
Yürekte bir nefeslik pişmanlık…
İhanetini tekidle istikrar var
Bunca zaman dil-dar’a mutavaat
Ah onca pişmanlık!”
Oysa geri dönüş yollarında büyüdüm ben
Adımsızlıklarıma sarılıp
Adsızlıklarımdan kaçıp
Umarsızdır sevmek diyerek
Severek ayrılığını upuzun
Günaydınlar ve iyi geceler arası sevdalara ağıtlarla
-Sevdim ne çok seni ve sensizliği,bir bilsen!-
Diye ağlıyorum şimdi
Oysa yüreğimde ispatlarım sevdayı…
Bir bilesem ki anlayacaksın eni sonu.
O halde;
“İtyanlarla duvarlar örsem
Yinede güler mi gözlerin yüreğime?
Utanmazsın ki ey dil-dar
Arlanmazsın ki ah dil-dar!”
Şimdi eski zaman aşklarına özenmişliğimle
Dilimden yüreklere bir nagehan ezgidir çaldığım
Ve oyunları ile sözcüklerin
Oysa
Avutuyorum tüm benliğimi,yoksulluğuna inat
Aldatıyorum yalnızlığımı,yokluğuna i’nat!
O halde; al git şimdi
Hayal kıran çöllerimden yakut bencilliğini…
“38 ahvalimin biri mi as’arın dışında kalmaz?
Hiç mi vuslata lede-l iktiza olmaz?
Ey dil-dar bir bezm ile eşdeğer/özgürsün artık
Kon hangi gülü bulursan heyhat
Bul ki yolunu bulsun,bu sana son intizar”
Ayşegül A. Atmaca / 25 Mart 2010
Yazarın
Önceki Yazısı