“Ahûzar oldu gönül kainât deryasında

Vuslata çeyrek saat dertlerin feryâsında”

 

Umudum;

El ense çekilince gel

Düşlerime karanfil ağıdı

Birazdan martıların aç sesleri

Bir ölü ceninin kaderi yazılacak

Siyah kanaviçeden muskaya…

 

Kaç mevsim emzirdi bu taşlar

Ayak/yoluna serilen günahlar

Ciğeri kanatırcasına telaş

Yüzleri geniş yakamozlar

Arz-ı endâm ediyorlar

Maziye…

 

Köpüklü baharların

Mevsim aldatması bu

İki ruhun ayazı

Solungaçları

Tıkalı anlar

Anılar…

 

Oysa/ki

Gündelik telaşların

Avuçlarında ellerim

Keşke falsolarına inat

Çalıkuşu mevsim aralığı

Fukara ekmeklerin sözü

 

Birazdan…

Ama birazdan

Üstü çikolata kaplı trene

Bindirecekler beni/

Geniş soluklu bir adam

Yüreğini yırtarcasına

Özgürlük asacak teline

Duttan oyma yareniyle

Dağıtılacak acılar

Tatmayanlara…

 

Şimdi;

İkircik mevsimi

Solungaçlarında ölüm aralığı

Bel tutmayan dişil hayatların

Deminde yuvarlanır ar/namus

 

Keşke!

Çamura bulaşmadan gelseydin hayat

Mazlum yanaklarından öperdim

Şimdi;

Kundağımda yamalı düşler emziriyorum

Ölü mevsim geçişlerine…

 

 

 

 

( Kundağımda Yamalı Ölü Mevsim Geçişleri başlıklı yazı prens tarafından 12/5/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.