Yazarlar ve şairler bir milletin hafızalarıdır. Bir şehrin, bir ülkenin, bir milletin yazarı, mensup olduğu yerin ve toplumun geleceğe kalan sesi, tapusu, mihenk taşıdır. Toplumlar yazar ve şairlerine sahip çıktıkları oranda kendilerini başka milletlere ve gelecek nesillere tanıtma fırsatı bulurlar.

 

Bugün hangi millete bakarsanız bakın, hepsi büyük bir geçmişe ve kültüre sahip olduklarını ispatlamak için geçmiş çağlardaki yazar ve şairlerini ve onların eserlerini koyarlar önümüze. Bir İngiliz Shakespaere ile, bir İtalyan Dante ile, Bir alman Goethe ile, bir Yunan Sophokles’le Homeros’la, bir İranlı Firdevsi’yle övünür ve onların edebi büyüklüğüyle kendi büyüklüğünü ispata çalışır.

 

Biz, geçmişimizin gücünü göstermek için Orhun Kitabeleri’ne yaslanırız. İlk yazılı edebi ürünümüzdür ve onun muhteşem üslubuyla övünürüz. Mevlana, Fuzuli ve Baki’deki sanatı ve ustalığını büyüklüğümüzün bir emaresi olarak sunarız.

 

Dar çerçeveye geldiğimizde, bugün Balıkesir’de Hasan Barsi Çantay bizim bir mihenk taşımızdır. Balıkesir’in hafızası, toplum önderi, fikir adamı, mutasavvıf, yazar, şair, gazeteci, araştırmacı, Kuvvacı, ilk meclisin milletvekili, Mehmet Akif’in yakın dostu kimlikleriyle şehrimize damgasını vurmuş bir isimdir Hasan Basri Çantay.

 

Bana göre Hasan Basri Çantay’ın en önemli özelliği gazeteciliğidir. 1908 yılında Çantay ilk gazetesi Nasihat’i çıkardığında, toplumun en büyük haber alma ve bilgilenme aracı gazeteydi. Bugünkü gibi televizyonlar, radyolar, internet haber siteleri, sosyal paylaşım ağları yoktu. Bugünün iletişim araçlarının karşılığı o yıllarda gazeteydi.

 

İlk özel gazetemiz Tercüman-ı Ahval, 1862 yılında Şinasi ve Agah Efendi’nin ortak çabasıyla çıkarıldıktan sonra “gazete”, halkı eğitme ve bilinçlendirmede önemli bir görev üstlenmiş, Türk aydını gazeteyi bir okul gibi kullanmıştır.

 

Hasan Basri Çantay, Balıkesir’de ilk gazetesini çıkardığında yirmi bir yaşındaydı. Bu yaştaki genç bir adamın halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla bir gazete kurduğunu, bu gazetenin hem muhabiri, hem dizgicisi, hem baskıcısı, hem dağıtıcısı hem de yazarı olduğunu  düşünün. Tek başına, büyük bir cesaret ve yürekle gazete çıkarmak, bir misyon üstlenmek… Böyle bir babayiğit bugün içimizden çıkar mı acaba?

 

Çantay, o günlerin kıt imkanları içerisinde sırasıyla aşağıdaki gazeteleri çıkardı. Nasihat, Balıkesir, Yıldırım, Karesi, Ses ve Zafer-i Milli.

 

Her gazetenin şehrin hayatında önemli bir yeri olmasına rağmen, Ses gazetesinin ayrı bir önemi ve yeri vardır Balıkesir’de. İşgaller neticesinde merkezi otoritenin zayıflamasıyla  ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Balıkesir havalisinde de eşkıyalar kol gezmekte, harp vurguncuları yağma ve karaborsayla halkın belini bükmekteydi.

 

İşte bu dönemde herkesin kendinden korktuğu ve sesini çıkaramadığı bir zamanda Hasan Basri Çantay “Ses” gazetesiyle halkın sesi oluyordu. “Türk’ün çiğnenen haklarını savunmak” amacıyla çıkardığı gazete için yakınları, arkadaşlarının “Senin bir gazeten mi dünyayı düzeltecek? Başına bela alacaksın, vazgeç, yapma” demesine aldırmadan, cesur yazılarla dolu  Ses gazetesini çıkardı ve ülkenin her tarafına göndererek geniş yankı uyandırmayı başardı (1918).

 

Birinci Dünya Savaşı sonrasının kara günlerinde Balıkesir’den yükselen bu Ses, vatan sevgisiyle dolu yürekten haksızlıklara karşı haykıran bir sesti. Gün oldu, Türk’e hakaret yağdıran  istilacılara karşı Türk’ün hakkını savundu, gün oldu düşmanla işbirliği yapan hainlerle mücadele etti, gün oldu köylerde halkı harmanına, bahçesine gitmekten alıkoyan, her gece köy basıp haraç toplayan eşkıyaya, şehirdeki vurguncu karaborsacıya “Dur!” diyen yazılar yazdı. Yine gün oldu, halkın ezilmesine göz yuman yönetime, sadrazama tenkitler yöneltti.

 

Doç. Dr. Mücteba Uğur, Hasan Basri Çantay’ı anlatan kitabında ses gazetesi için şu ifadeyi kullanır: “Mütareke yıllarında Ses gazetesi Türkiye’nin en serbest, en korkusuz bir Türk gazetesiydi. Haftada bir gün yayınlanan bu gazete13 Mart 1919 tarihine kadar muntazam bir şekilde çıkmış, o çevrede milli şuurun uyanışında inkar edilemez hizmetler görmüştür. Kuvayı Milliye’nin kuruluşunda, Yunan ordularına geçit vermeyen savunma güçlerinin oluşmasında ve memleketin kurtuluşunda Ses gazetesinin hizmeti büyük olmuştur.”

 

Yine Mücteba Uğur eserinde onu şöyle tarif ediyor: “Hasan Basri Çantay çok yönlü  bir aydın, büyük bir vatansever gazeteci, gözü pek bir mücahit, kalemini memleketi yararına adamış  bir yazar ve öğretmendir. Kelimenin tam manasıyla bir halk adamıdır. Halkın gözündeki ve gönlündeki kişidir. Sağlam bir kişiliğe sahiptir. Dinine ve inancına son derece bağlı olmakla birlikte ileri görüşlü ve aydın fikirlidir. Ayrıca İslam tasavvufunun ruhu olgunlaştıran terbiyesinden geniş ölçüde nasibini almıştır.”

 

Hasan Basri Çantay bize göre bir “özgürlük savaşçısı”dır. Bugün bizim görevimiz bu özgürlük savaşçısını genç nesle anlatmak, onu tanıtmaktır. Biz kendi özgürlük savaşçılarımız Hasan Basri’yi, Nene Hatun’u, Şerife Bacı’yı, Makbule Efe’yi Sütçü İmam’ı, Şahin Bey’i çocuklarımıza anlatmaz ve tanıtmazsak çocuklarımız kendilerine sunulan ithal özgürlük savaşçılarını benimseyecekler, onları idol kabul edecekler, onların resimlerini ve isimlerini taşıyan tişörtlerle ortalıkta dolaşacaklardır.

 

BAYŞAD olarak geçen yıl başladığımız ve il merkezimizle birlikte Kepsut, İvrindi, Bigadiç ilçelerinde gerçekleştirdiğimiz “Hasan Basri Çantay’ı Anma Panelleri”ni bu yıl Kepsut, Dursunbey, Edremit, Savaştepe ve Balıkesir Merkez olmak üzere devam ettiriyoruz. Gelecek yıldan itibaren bu tanıtım ve anma etkinliğimizi gençlere indirme düşüncesindeyiz. Gençlerimiz şehrimizin bir evladı olan özgürlük savaşçımız, halk adamımız, din alimimiz, gazetecimiz ve yazarımız olan Çantay’ı tanımalı; onun ideallerinin ruhunu benimsemelidir.
 
Çantay'ın vefatının 50. yılı etkinlikleri çerçevesinde de üniversitemiz ve kültür müdürlüğümüzle işbirliği içerisinde "Uluslararası Hasan Basri Çantay Sempozyumu" gerçekleştirmeyi planladık. Bu konudaki görüşmelerimiz başlamıştır. Birçok yabancı ülkenin büyük kütüphanelerinde kitapları bulunan Çantay'ı bu vesileyle daha geniş kitlelere tanıtma imkanı bulacağımıza inanıyorum.

( Vefatının 48. Yılında Hasan Basri Çantay başlıklı yazı M. Kuvancı tarafından 6.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.