Zor olan hangisiydi ?
Ossa dağından baş aşağı yuvarlanmak mı?,
Yoksa / Carlsbad mağarasında kaybolmak mı?.
Eğer; Nil nehrinden akıp,
En yüksek Angel şelalesinden dökülüyorsan
kalbe,
Elindeki bir Tazmanya aşkıdır ve zor
rastlanır eşine.
Artık mecaz yorduğun her elbise ateşten gömlektir,
Tâ ki; bir gün ruhunda kor olup yüreğini
yakana kadar.
Gecelerin gündüze , tenlerin birbirine
sustuğu o günler;
Aşkın Everest’ten kustuğu anlardır gözlerine
düşenler.
Güçlü tutkuların Sahra’nın çöllerine vursa da kendini ,
Hazar denizinin dipsiz derinliğine ulaşsa da
isyanın sesi,
Sevgiyi
tutan o ellerin, dünyanın en
soğuk yeridir şimdi.
Bir yanda;
Sevda coğrafyasında aklını kaybetmiş kalbin
yorgunluğu,
Diğer Yanda;
İntihara hazırlık yapan şizofren
düşlerin ölüm mutluluğu.
Buraya kadar alt üst ettiğin her duygu sana
zırhını giyecek,
Mutlu eden tüm hislerin birer yalan olduğunu
haykıracak.
Önce en yüksekten baş aşağı yuvalarlanacak
gözyaşların,
Sonra en ıssız karanlıkta kaybolup,
hiçliğine ağlayacaksın.
Aşkın soğuk ayazına kurduğun kampın sonuna
geldiğinde ,
İki kalp arasındaki farkı bu çetin savaşla
anlamış olacaksın.
Şimdi;
Annabel lee’ye niye bu kadar ağlandığını
biliyorsun artık.
Sevmek hangisiydi ?
Tambora gibi yanardağ olup yanmak mı ?
Yoksa,
Yanarken gözyaşlarını saklayabilmek mi ?
Bülent KAYA
.