Rojava! Her şey abu hava! Boş yani…

Ölmesin hiçbir insan yeryüzünde hele masumsa, safsa, çaresiz ve savunmasızsa ve hele ki yalnızsa!

Filistin’de babasının yanında vurulurken yalnızdı bu çocuklar, Burma’da asılırken kimse yoktu yanlarında, Afrika’da açlıktan ölmek üzereyken başında bekleyen akbabayla yine yalnızdı bu çocuklar.Dün Bosna’da yalnızdılar, Srebrenisaca’da… Afganistan’da para karşılığı bilmem kaç yaşındaki adamın kaçıncı karısı olurken de yalnızdılar. Toplu tecavüzlere uğradıklarında da yalnızdılar ülkemde. Suriye’de de yalnızlar bugün Rojava’da da!

Katlin müdafası yoktur ve katledenin de! Petrol varsa o coğrafyada üzerinde yaşayan insanların kanı da o petrole karışacaktır mutlaka! Ve  dünyayı yöneten şirketlerin araçlarına o kanlı petroller yakıt olacaktır. Demokrasi olacaktır salyalı ağızlarına, kuduz beyinlerine aydınlık düşüncesi olacaktır. Uykuları bölünecek bir gece “Macbeth uykuyu öldürdü” diyecekler aynaya bakıp, utanacaklar belki!

Oysa çocuklar şu an dahi ölmektedir. Ve büyükleri vuran kurşunlarla! Yaşadıkları coğrafyayı yerle bir eden bombalarla! Dini, dili, ırkı ne olursa olsun ölmesin hiçbir insan! Çaresiz kalmasın hiçbir millet! Hele çocuksa, masumsa, safsa!

Çocuklar öldürülüyorsa kadınlar, yaşlılar ve hastalar… Ez cümle insanlar öldürülüyorsa kalkıp da keyf yapmanın eğlenmenin manası yoktur. O bayram acı bayramdır. O bayram bütün alem için kara bayramdır. Bu ülkemde de böyledir Suriye’de de böyledir, Burma’da da böyledir. Lamı cimi yoktur bunun! Ölümün ırkı, dini, dili yoktur çünkü!

Kaderse razıyız lakin cinayetse, topyekun kıyımsa ve masum, savunmasız insanları hedef alıyorsa ve ciddi bir güç farkı yaşanıyorsa adaletten, haktan, hukuktan bahsetmeye de gerek kalmıyor artık.

Rojava’daki çocuğun feryadı feryadı olmalı insanlığın, acısı acısı olmalı. Oysa yine susuyor herkes, dün de sustular, bugün de susuyorlar bahse varım yarın da susacak insanlık!

Bu kanayan yara,  bütün insanlığın kanayan yarası olmalıdır ki durdurulabilsin. Tampon olunabilsin. Suriye de öldürülen çocuklar günahsızdır cennet kuşlarıdır. İnsan olan o kuşlara silah sıkar mı?

Ama ne mümkün?

Yarın bayram. Bir tarafta can veren çocuklar bir tarafta şeker toplayan çocuklar. Bir tarafta bayramı yaşayan gelinler kızlar; diğer tarafta kefeni gelinlik olanlar kızlar!  Bu nasıl bir dünya yarabbim! Bu nasıl bir insanlık! Ölüm bu kadar mı ucuz, bu kadar mı kolay, bu kadar mı hesapsız ve sorgusuz ve sualsiz!

Susuyorum.

Srebrenica katliamında vurulan dört yaşında bir çocuğun ölmeden önce annesine sorduğu soru:

Çocukları Küçük Kurşunlarla mı Vururlar Anne?”  ve onun üzerine yazılmış olan bir şiir:

“Büyümek istemiyorum anne
Hedef seçmektense hedef olmayı kurşunlara
Vurmaktansa vurulmayı seçiyorum
Doğdum ve irkildim büyüklüğü karşısında dünyanın
Gördüm ve şaşırdım açgözlülüğüne insanların
İnsan insanın düşmanı mıdır?
Kim kırar gönülleri
Korkmaz mı ve bilmez mi insan
Bir gönül kıran olmayacaktır
Ve vurdugu silah er geç dönecektir kendine
Ve insan vurduğu kadar vurulur bilmez mi?
Nedameti olmayana merhamet değil lanet edilir ancak

Çocukları anne
Küçük kurşunlarla mı vururlar?

Oysa çocuk merhamet demektir biraz
İnanmaktır bir uçurtmanın değerli olduğuna bir füzeden
Bütün bilyelerimi versem, resimlerimi, topaçlarımı
Yetmez mi anne yok etmeye yeryüzünden bütün silahları
Bütün oyunlarda ebe olmaya razıyım yeter ki bölmesin bir bomba rüyalarımı

Madem savaş en çok bir çocuğun annesiz ya da babasiz olması demektir,
Ebelenmek ve bir daha oyuna girememektir madem
Yakıyorum tahta atımı ve tabancamı
Oyunlarda ne askerim bundan sonra ne de pilot
Söz, kullanmayacağım bundan sonra sapanımı
Sığınaklara gitmek istemiyorum anne
Oynamak istemiyorum sonunda 'elma dersem çık’ olmayan hiçbir saklambacı
“Ne çok yorulduk büyümekten soluklanalim biraz...”
Çok merak ediyorum anne akar mı onların da kanları?
atliamı sırasında bir çocuğun ölürken son söylediği sözün şiire dönüştürülmü hali.”

Ve susuyorum insanlık ölüyor bugün Rojava’da.

İnsanlığa lanet okuyorum, rahmet değil!

 

( Rojava başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 7.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu