Merhaba..Ben Oğuz Batın..Türk Dili Ve Edebiyatı Öğretmeniyim..Bilindiği
üzere edebiyat iki uçlu bir alandır..Edebiyatın bilimsel ve sanatsal iki ucu
vardır.Bilimsel alanında şair ve yazarların eserleri ve incelemelerini öğrenme
ile öğretme esasken sanatsal alan bir üretme söz konusudur..Bende elimden
geldiğince her ikisinde de faal olmaya çalışıyorum..Öğrencilerime dersler verip
öğretmenlik yaparken bir yandan da kalemim döndükçe her türlü edebi türde
yazılar kaleme alıyorum..

            Edebi tür
demişken sizlere kısaca edebi türlerin ne olduğunu söyleyeyim..İnsanlık tarihi
kadar bir yaşa ve bir olgunluğa sahip olan ve tanımı az söz ile çok şey ifade
etmek olarak tanımlanan şiirden başlayalım isterseniz..Lakin köşemiz şiir ve
şairler üzerine olacak ve her bir köşede sizlere internet ortamında
paylaşımlarda bulunan şair ve şiirlerini tanıtıp hep beraber irdeleyeceğimizden
roman,makale,tiyatro vs.gibi edebi türlere girmek istemiyorum.

            
Şiir,müzik gibi ve diğer sanatlar gibi dini litaratürlerden doğmuştur ve
o zamanlardan bu zamanlara kadar varlığını sürdürmüştür..Şiirin dönemlerine
girmeden  ilk köşe yazımızın konusuna
ufak bir giriş yapalım istiyorum.

              Bu ilk köşe
yazımızda inceleyeceğimiz isim MEHMET ALUÇ..Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli
olan Mehmet Aluç,evli ve çocukları vardır..İnternet üzerinden tanıştığımız ve
daha henüz yüz yüze görüşme imkanımız olmasa da kendisini şiirlerinin üzerinden
az çok tanıdım..Değerli okuyucularım Mehmet Aluç’un ağzından biraz kendisini
tanımaya ne dersiniz?

 

         “1962 Malatya Doğumlu.
Ortaokul mezunuyum.Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi romanı okuyarak
başladı.1975 yılları idi galiba o dönemde tanıştım ve okuma hevesim aç bir kurt
gibi başladı ve o dönemde çıkan gazete,mecmua,çocuk romanı-Kemal ettin tuğcu
Serisinin tamamına yakınını-okudum.Mecmua ve dergiler bana yetişmiyor desem
yeri azdır.Bu muhteşem atmosferi  yaşamak
ve devam ettirmek için o yaşlarda çalışmaya başlayarak özgürce ailemden izin
almadan bu dergileri özgürce alarak okumaya başladım,Bu okumanın güzelliğini
nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum adeta yutuyordum.Hele gırgır
dergisi,Teksas,Tommiks haftalık hiç kaçırmazdım.İlk  okuduğum roman -SUÇ VE CEZA- dır ve bu roman
okuma hızımda1978 lerde başladı ve elime geçen ve yeni çıkan romanları hemen
alıp bir çırpıda okuyordum.Aynen deliler gibi hatta bir söz vardır-Aç olandan
korkmayın gözü aç olandan korkun-diye bende aynen böyle idim.1982 yılı Askerlik
ve daha sonrası evlilik ve yaşama atılmamla bu yükseliş alçalmaya
başladı.Evliyim 4 çocuk babasıyım.1990 yılında kamuda işçi olarak çalışmaya
başladım.2002 yılında tayinim nedeni ile çok sevdiğim şehirler arasında
olan-Anakaraya-tayinim çıktı.2010 yılına kadar çalıştım ve 2010 ekim ayında
emekli oldum.Şimdi kendi halimce okuyor ve yazmaya çalışıyorum -Allah\'ın izni
ile-Sinema,tiyatrodan ,kitap okumaktan ,ailemle baş başa vakit geçirmekten
hoşlanırım.” Der Sayın Mehmet Aluç..

                               Başlıca
şiirleri: Sessizliğin Sessiz Çığlığında Kaybolurken Buldum,
Rabbime Gidiyorum, Aşk Gelendir Bulunan Değil, Bekletmeden Gel, Günahına Ağlayan Şehir Ve Gökyüzü,Bekler
İsyan İmdat Çığlığında Geceleri vs..Daha pek çok şiiri..Köşemizde şairimiz
Mehmet Aluç’un BEKLER İSYAN İMDAT ÇIĞLIĞINDA GECELERİ adlı şiiri üzerinden
gideceğiz.Şiir hakkında yorumumuzu yapmadan evvel önce şiirinden bir bölüm
vermek istiyorum sizlere:

“Açar aşk güneşi gönüllerde, kör eder isyanı

Açar gönüllerde, zevki sefayı

Gör gözünle ahu gözlü Leyla’yı

Öp dudağında, görsün aşkı sevdayı

Yazık deme, geçen onsuz gecelere

Seni hazırlıyor, dudağında dökülecek kelimelere.

Aşkı ruhuna üfleyen gecelerle,

Gör de sarıl onunla geçen günlere, o sözlerle

Kul Mehmet der, Ağla gözlerim o yârin göğsünde,

Selam olsun, seven tüm gönüllerde, sevdiğini
yüreğinde sevenlere.”

          Genelde şiirlerinde mistik duygular ile
Allah sevgisi hakim olan Mehmet Aluç bu şiirinde farklı bir şekilde karşımıza
çıkıyor.Tasavvufi duygularını bırakıp ya da tasavvufi duyguları beşeriyete
aktaran bir Mehmet Aluç var karşımızda..”AHU GÖZLÜ LEYLA” sıfatı adeta Divan
Edebiyatı’ndan ve Fuzuli’nin yüreğinden fırlar gibi.Şiirinde kullandığı mahlas
ise Pir Sultan Abdallar’ın,Karacaoğlanlar’ın yüreğinden fırlar gibi.Sade bir
dilin egemen olduğu bu şiirde canlı tasvirler ve görüntüler dikkat çekici bir
durumda.

            Tek
beğenmediğim ve eleştirdiğim şiirleri hiç kuşkusuz “AŞK GELENDİR BULUNAN DEĞİL”
ile “AŞK” adlı şiirleridir..Bu şiirleri de eleştirmemin nedeni birisinin bağlaç
sıklığından dolayı şiirin anlatımı bulandırması ve diğerinin ise sıradan
duyguları sıradan ve özentisiz bir şekilde anlatmasıdır..

             Şairimize
Allah’tan uzun ömür diler ve kaleminin tükenmemesini dilerken bir sonraki köşe
yazımızda “HAVA AVCI KÖSEOĞLU” hanımefendi ve şairliğini konuşacağız..Sizlere
esenlikler dilerken bunları yazıp yayımlama imkanı veren bütün herkese
şükranlarımı ve minnetimi sunuyorum..

                               SAĞLICAKLA KALIN

                              OĞUZ BATIN

( Edebi Sohbetler Mehmet Aluç başlıklı yazı Oğuz batın tarafından 21.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.