senden bir saat bile uzak kalsam,
pencere önünde
babasının işten gelişini bekleyen çocuklar gibi
beklerdim seni.
sen karanlık gecelerimde tek aydınlığımdın,
hüzünlü zamanlarımda,
hüznüme ortak olandın,
ve her gelişinde
yüreğimde taze kırçiçekleri açtırandın
sen yüreğindeki baharla gelirdin,
fesleğen kokuları saçardın etrafına.
gözlerin,
masmavi gözlerin gökyüzüm olurdu,
ellerin ellerim olurdu,
martılar gibi kanatlarını açıp
kanatlarına sığdırırdın beni,
üşüdüğümde
kendini bana yorgan yapardın.
göğsüme yaslanıp,
göğsümde ağlar,
göğsümde gülerdin,
biz acıyıda,
mutluluğuda birlikte paylaşırdık,
bir ekmeği birlikte bölüşürdük,
bir sigaranın dumanını birlikte çekerdik.
gittin,
şimdi ben sokağa atılmış bir kedi
saranım yok,
kucak açanım yok,
göğsümde ağlayanım yok,
gözlerimin içine anlamlı bakanım yok...
Maziden kalan, dokunaklı
acı bir öyküyüm şimdi,
öykümün kahramanı,
başka öykülere kahraman olmaya gitmiş,
yüreğimde sızı,
yaşamımda acısın şimdi...
Melike Melis