gı! bu gelin gelince file bi gatmer edivimemin bi

gaşşık gavını, topalak-mopalak, dığan çöreği,

get ordan gökgörmedik, hasis-gısmıklar sizi

evel-evelden avcınızı sıkar dışını yalarsınız zati”

 

“-ederiz etmemiyiz hiş gonşu

emme hinci Allahları var, işde yüzü

yanında deyviren de gıybet olmasın

 

işdee yüzü..

“gakıvıralım, edivirelim

bişirip-daşırıp yeyelim

yaykayalım-yüyelim

gezelim e(ğ)lenelim

iki gonu-gonşuya gedelim” demezler..

dişinin yanı gever dururlar

gocası da

o(ğ)lu da öyle valla

oturdukları yerden gakmazlar

lök gibi oturudurullar

 

gocası da ö(y)le kendi de

bişiy etceğ ossunnar, iki sahat düşünürler

alsam mı almasam mı, etsem mi etmesem mi

barnaklarının ucuynan

yeriz deye ödleri gopuyo valla

yesek mi yemesek mi

mıymıylar anam, ben neyden?

 

hurdan iki sunum bişi yeseler..

o da yalvara-yakara

“ay teşekkür ederim”,

“yiyemicem artık”

ıhı yüzü, yalan desin, yalanısa

kendisi de öyle, gocası da

çoluk-çocuğu da

yeme-işme marakları yok hiş valla

bi ekmek alılarımış, iki ğün gederimiş

biz burada her öyün yerine göre

gişi başına dört ekmek yeriz.”

“-ötekinneri ki olsa, gızıkınnar

ya elinde bişi vardır dıkınır

ya ortalıkda görünmez “ayak yolu”ndadır

görsen bi, daşı kemiri

gıtlıkdan çıkmış gibi, zufraya sığırcık gibi üşüşür

siler süpürür

ne veri(r)sen öğüdür

Allah bir hakkı uçun “tokun”

“doydum”, “ı-ıh yemecen” dedikleri

vaki deği(l)

..

höyle geliler deee gederken bile baksan

ne bulu(r)larsa dolduru(r)lar

eşgisini, turşusunu, peynirini, dolazını

börülcesini, haşgaşını

eciğini, cücüğünü

“sana galdı mı”

“gaş senin de varmıydı” deye

sormağ aklına bile gelmez inan ossun!

bunnara ıçcık bişi(y) guyvusam

davşıyamayız,

ağır olur,

yimeyiz zebil olu(r)[1]

içime ilitmez, boğazına durudu(r)

yemez, işmez deynek gibi

goduğun yerde sorudur durur”

 

 “-aşk olsun anne,

..

yemez olur muyum

ayy istemem yeter abla!..

biz de her şeyi yiyoruz ama

tertemiz, mevsiminde vaktinde!...

hatda vaktinden  evvel kışın bile”

 

 “-hemi de….. 

yeyonuz-içiyonuz-geziyonuz da

illem ahlak-asalet,

sonura ne bilen mini felen keyyollar

neneyen, Allah m(uh)afaza,

hep soracağmış onarı Allah Taala!

Musa Hoca annadıvısın da

dinlen bii!,

geeet Allah mafaza..”

“-açık yerlerinden yakacağmış Allah”

“-aşk olsun ben çıplakmıyım”

..

“-o içinde varısa”

 

“-valla onu-bunu bilmen de

Canab-ı Allah gadın gısmının saçının teli deği(l) de

var ya elinden maada[2] bi yeri ğözükse

“Yövmül Gıyamet”de gadak cayır cayır yakacan” demiş

Musa Emmi deyviriyo daaa

Alla(hı)m günah yazma

Allahııım Mü’(k)min gullarını

azametinden sakla Ya Rebbimm!!

..”

“-hemi de

eyi dedin, hoş dedin

bek gözel söyledin

hepiciğini aldım gabil etdim de

……….

ay Güssün

hinci ben bite(k)cik gızımı göz göre-ğöre

nası vere(yi)n şe(h)er yerine”

“-gı Kevser senin gızın deği mi”

“-amaaan onun gününü mü gördüm

ay bacım

o çocuk ben çocuğudum

ne bana sordular ne ona

“yerler yeyesice gayınnam “hı” dedi

verividik getdi

bide çoluk-çocuğa garışıncaklayın

el oldu ğetdi valla

evi ayrı,

yolu ayrı

hiş bizden gibi ğelmez zati..

 

bayramdan bayrama

değilise gelmez

evi ayrıı, yolu ayrı,

gapısı pacası ayrı

her dağın kendi dumanı

para isdeyceklerinde sorarlar hatırımızı

hiş senin de derdin mi var demezler

eh ha neneyen dirlikleri eyi ossun da”

 

“-peki! Safiyeyi köye verisin de

..

şehire göçerlerse”

“-ee o başga, o nasip meselemesi,

anası gızının tahdını yapar, bahtını deği(l)

ne demişler

“nasibise geli(r) Çinden-Yemen’den,

nasip değilise demiş,

ne gelir elden”

“-evet illa nasip Ahmet de hep söyler bu atasözünü”

“-ıramatlık bobaca(ğı)zım da”

 

 “-iki ğün sonura ilenmeye gakarlar

“ana beni neye verdin yabana

köy içinde vereyidin çobana”

            deye türkü yakarlar

………….

“-hemi de daa güçcük halası”

“-on altı yaşındayın”

“-onbeş sayılı(r) ta(h)a yeni basdın!

.!

 

gak gı! hurdan eşşe(ği)n eşşek sıpası”

“-ıramatlık bobam da analığımı ……….”

“-hemi gız gısmı öyle her ilafın içine ğirmez

anandan evel ahıra ğirme bakayın”

 

“-yalan mı söyleyoru canım”

“-mekdapdan çıkalı beş sene oldu”

“-dört!”

“-hemi de güçcük mü canım

gızın yaşı sorulmaz

esgere mi ğetçek Alla(hı)sen

bizim zamanımız da………

onaltısı’nda ana bile olunuyodu

..

valla”

 

“-zaman değişti artık

Ahmet’in dediği gibi

zaman sana uymayacak

sen zamana uyacaksın”

“-doğru demiş valla”

 

“-Ahmet erken evlenmeye de karşıdır”

“-ıramatlık bobam beni nişanladığında

ombeşimde yoğudum daha”

“-Ahmet köy adetlerinden nefret eder

            aklına geldikçe kız kardeşleri

iştahı kaçar, kahreder, küfre girer”

“-boş verin hinci geşmişi”

“-ıramatlık bobam da

gepeğenç gelin olmamı isdemediydi

benim uçu da “daa çocuğudun” deye

            yanardı içi

 

emme analığım, gudurasıca

            usdurası içindeydi

            “senden güçcük ellerin gızları

çoluk-çocuğa garışdı” deye

zokurdanır duru(r)du

ettiğime duttuğuma kırk mahana bulu(r)du

üzmez-kesmez ha bire söyleni(r)di

oyusa da(h)a bobama sarılalak yatardım

da(h)a aklım ileri-ğeri ermezdi

böbekler kendi doğuyo sanırdım”

“-le havle vela.. töbeler töbössun”

..

“-hetda varyana gelin alımı ğün

beklerkene uyuya galmışışıyın da!

bobam ıramatlığın o bakışı dert oldu içime

gözümün öğünden getmez hâlâa”

yüzü-ğözü bomboz dondu da, boğazına düğümlendi

gözlerinden siğim siğim endi

“isdemeyosan vermeyen yavrım” dedi

ben ne bilirin isdemeyi

isdememeyi,

düğün olmuş, bitmiş

adamlar o gakak borca girmiş

“nasip” dedim,

“bobam nere keserse ganım ora akar”

ne demeğise, çocuğun taha yahu,

huncucuk çocuk ne anlar

eletdiler bi at arabasıyınan,

godu-ğetdi vardılar

hoca güyeyi içeri ğodu ya ben uyuklamışıyın

 

bakdı gördü herif, olmadı, neyeyse

adam dışarı çıkıp gayınnam gile

“bana çocuk mu alıvıdınız yahuu

avıtcan mı bunu”

deye” söylendiydi

“-töbe töbee

saklısı gizlisi eşkere”

“hankımızın düğünü düğün oldu kiy ne”

 

 “-Ahmet de;

kardeşleri aklına geldikçe sinirlenir

kayınbabam

nasıl olsa “hayır” der diye

Ahmet’e danışmadan bile

            veri-verivermişler işte

ama şimdi çocukları mı okuyacak,

“dayıları ilgilensin”,

kızları gelin mi olacak,

“dayıları bilsin”

iş işten geçtikten sonra

akıllarına geldi Ahmet

Ahmet de şaştı ne yapacağını

her sene düğüne geliyoruz

her gelişde altın bozuyoruz

tatil bile yapamadık yıllar yılı

gelin oluyorlar da sıkıntıları bitiyor mu”

 

“-olmadan gedesice

Gundallı adeti anam

olmadan gedesiceler

o(ğ)lan-gız beşdeyken nişanlanırımış

şadetnemesini alanı gelin ederlerimiş

onbeşi bulan gıza

-evde galdı- dellerimiş

gün alsa on altıdan

eyi bellemezlerimiş

adetiniz batsın”

“ıramatlık babam da sevmezdi onarın adetlerini”



[1] zebil olmak : ziyan olmak, telef olmak, sefil eden zarar, heba olmak

sebil : bolluk, karşılık beklenmeden dağıtılan su

[2] maada: bunun dışında, bundan başka, bundan gayri

( Köy Düğünü - Safiye 5-dünür E başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 22.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu