agam, goya aklı sıra gayarladı[1] beni,
Gul Osman’a bazardan ısmarıç getirtmiş
bi laylom sıkma, bi gadife pontur
o da za(ğ)ar satlıkcıya
“-işde huncucuk bi şiy” demişdir
yoldan geçen birine
belki de Gul Osman ıramatlık
bana değil de bizim Halil’e deye aldı kim bilir,
ben ondan baya tırakalıydım
ya da agam Halil’e ısmarlandıydı da
İsdambola gediyon deye keydirividiler bana
annacağnız kim vurduya getdik
valla orasını bilmeyon garik
hu takike etibarıyna(n)
galmadı hökmü, önemi,
ne desem yalan hinci..
ponturun paçası nerdeyse dizlerimde
keyer misin, keyme(z) misin
eskinkinnerin ettiği gibi
yun çorabın içine guysam da
çorap ipini dolasam olcak yani
neyse agam zorunan iliğini ilikledi..
önüşkü ponturum;
agam yenisini alınca, bana galdığından
göbe(ği)mi şişire şişire bi galıdım
götümden sıyrılıp düşmesin deye
hinci de çek içine çekebildiğin gadak
hu başımıza gelene bak
felek bennen iresmen uğraşıyo baya bildiğin
belim gara ğarıncanın beli ğibi ğaldı şerefsizin..
..
ömrü hayatımda
i(l)k diba bi yeni asb(v)ap sa(hi)bısı olmuşuyun
laylom sıkmanın yakasını da
zor-şer ilikleyinçe de
soluk bile alamayorun,
mezbur başımı gasıyon
sevindirik delisi ğibi, dimdik çıta ğibi duruşum..
bireş de ondan aslında
memur keyimli adamın annacında
..
emme elin adamı ne bilsin işin bu cihetini
zati unutmuşuyun önümü iliklemeyi
dükkanım oldu-bitti açıkdır zati..
müleveslik belki..
belki gader
emme keyfe keder..
senin anaca(ğı)n kırk yılda deği; o ğüne dek
ömürde bi(r) yesyeni sıkma pontur sabı olduk
okardan aşşa, yeni keydik deyelek
yok gısaydı
yok yakası darı dı
olmadı beli ince
ya da bi gayış?
şika(ye)t file nerden aklıma ğelsin
..
ya; Felek Sülemenin
üsdü-başı demişsin
tamamen yamalı, esgi-püskü
valla resmen dökük
anası ponturunun arkasını
yorgan innesiynen teğellemiş[2]
paçası sökük
pabbası demişsin
haralda bobasının
bir-kaş numara böyük
ayoğlaycı! tohma[3]!,
“eşşemin annı sakar
kendi la(ğa)bını bana dakar”
beni tangazaya alıyo
aklı sıra..
üsdünde yok-başında yok
haline bakmayo
fira verip-alıp bana gülüyo
benim yeni urbaların
güçcük geldiğini görünçe barabar
agam· “-dila(ğı)na yana(yım)n
len Memet
çıta ğibi ütülü pantulu da geyince
fe(h)metdim ki
sen bu sene bayaa atıkmışsın[4]
boyun irekmiş
gari öğsüzlükden yırtmışın[5]
o bi seneye galmaz beni dutarsın” dedi
valla bi keyiflendim emme
guru(r)llandım ki’.. sorma
neyeyse,
adam olduk öyle ya
bütün ahali toplaşmış,
bazar gamyonunun geri döncee yere
agam; “-ülen aklımıza ğelse de
sana bi de acarından[6] pabba ısmarlayaydık
cedid yenisinden hemi de
beg eyi olu(r)dun emme, neyse
onu da İsdabol’dan alısın” dedi
..
“-pabbanın çıkdığı yerden
eee anasına satayın para ğazanacan gari”
papbanın çıkdığı yer İsdambul..
paranın basıldığı yer, yani anavetanı
Türküye’nin candamarı
paranın gazanıldığı yer
sen de gazancan gari..
bi de pavlikatör filen oluyon mu
dah de imanıımm..
ordan biri “Mısırın Nili neyise
Türkiye’nin İsdambolu da o” dedi
ne demeğ ise
aman bana ne!
dedem “-buradağı gızları beğenmen gari
dik topuklu, dodakları boyalı bi ğarı alısın
o da buraları beğenmez, “ayhh” der”
“asvalt yok deye gelmez, seni de salmaz”
gelse de taksiden enmez
“eyi bi taksi al.. bi de şöfer dut”
“sür olum Okarı Tırtar’a”
“-Memet..! köye bi gel kii
gören seni..”
[1] gayarlamak / kayarlamak: yenilemek, elden geçirmek, eskiyi kullanılır hale getirmek, ayarlamak
kayarlamak: küfretmek
[2] teğel: eğreti tutturmak, seyrek dikiş
[3] tohma: yaramaz, serseri, soytarı, fırlama, edepsiz, piç, belki kastedilen katır yani ana babası gibi olmayan, daha çok asil ailelelerden gelen asil olmayanlar için kullanılıyor olmalı. Sapkın,
· “agam” diye
kasdettiği aslında dayısının oğludur
[4] atıkmak: boy atmış, boylanmış
[5] öksüzlükten yırtmak: anasız da kalsa kendi başıyın çaresine bakabilir, kendi ayakları üzerinde dikilebilir, kendi kendisine yeter
[6] acar: yeni, kaliteli, üstün, herkesçe beğenilen tercih edilen, yakışmış