MAKBER ( KAYIP )
Hava puslu, toprak kuru biz nereye gidiyoruz
Yabancıyız bu dünyaya yol da kayıp iz de kayıp.
Bağrımız içinde yumru, ömrü ziyan ediyoruz
Nasıl daldık bu deryaya kol da kayıp diz de kayıp.
Yürüyoruz bilinmeze an zamansız günler asır
Sırtımızda kervan yükü üç ibrik su yırtık hasır.
Yürüyoruz, düşe -kalka, ayak tabanında nasır
Hayli uzak dost dergahı il de kayıp düz de kayıp.
Kulaklarda bir uğultu duyulmuyor sanki ezan
Kavuşmuyor iki yaka tam tutulmaz oldu mizan.
Tabak kırık kaşık bükük kaynamıyor hakla kazan
Gönüle ikramı yazan el de kayıp yüz de kayıp.
Söyleyin bana ne olur kim harflerimi saklayan
Aslını inkara kalkıp konuşmamı yasaklayan.
Korkuyor geçen günlerden kalan günü ayıklayan
Ben insanım diyebilen kul da kayıp cüz de kayıp.
Manası yok isimlerin çerçevenin resimlerin
Mana ararken yanıyor ruhu korda cisimlerin.
İntiharı tüm düşlerin, ilk baharı mevsimlerin
Efil efil esip gelen yel de kayıp güz de kayıp.
Üstümüzde kımıldıyor varlığın nurdan heybeti
Çözülmeyen sır içinde unutmuşuz nedameti.
Karnımızda aç canavar ağzımızda gıybet eti
Yalnız güzeli söyleyen dil de kayıp söz de kayıp.
Gülüyor yâr cânan deyip cânın yanına kıvrılan
Gülüyor koca çınarlar hazla benim tek devrilen.
Ağır aksak okunarak dönüp en başa çevrilen
Yanıp yandıkça savrulan kül de kayıp öz de kayıp.
Görmüyorum bağda bağın dalda gülün solduğunu
Bilmezdim ben gecelerin böyle kara olduğunu.
Tüm insanlık arar halde günden evvel bulduğunu
Şafaklara aralanan tül de kayıp göz de kayıp.
Peşimizde iz sürüyor sinsice gezen bir yılan
Av oluyor umarsızca yılanın önünde kalan.
Rabbim bu ne türlü azap kabirden dar sanki alan
Her şey yalan diye çalan tel de kayıp saz da kayıp.
ELİF KESKİN KARABULUT.../ ŞİİRLERİN ŞAİRİ...
20.12.2015....Başlangıç ...Son dört dörtlük...24.12.2015 saat : 03:00 Bitiş
Üzmeyin beni bu kadar....
Doluyorum doldurmayın, soluyorum soldurmayın....Bitmesine vesile olanlara ve benim hala dinlemekte olduğum Makber şiirinin yazarına hürmetlerimle....