Öykü Yazsaydım

Şimdiye kadar hiç denemedim. Denesem, klasik bir öyküde serim, düğüm, çözüm bulunmalı. Serimde yer ve kişiler tanıtılmalı, kısaca. Düğümde okuyucu meraka düşürülmeli. Çözümde ise okuyucunun merakı giderilmeliymiş. Biz böyle öğrendik. Deneseydim bu kuralları uygulardım.

Tanıttığım yerde bir dolu ayrıntı vardır, mutlaka. Ama öyle ayrıntılara dikkat çekmeliyim ki ileride anlatacağım olayın sebebi olsun. Örneğin “Olayın kahramanı yürümekte güçlük çekiyordu.” diyeceksem oradaki tabiat şartları çetin olmalı. Ne bileyim ya dondurucu bir soğuk, ya da sarp bir yamaç… Tepede yakıp kavuran, bırakın yürümeyi nefes almayı bile zorlaştıran yakıcı bir güneş. Poyrazla beraber iliklere işleyen, yerden alıp gökte savuran bir kar fırtınası bile olabilir, soluk kesen. Bunlardan uygun olanını seçip ayrıntısıyla enine boyuna betimlerdim. Örneğin sıcacık, sobası yanan bir mekâna girince sevinip rahatlayacak olan kişinin arkasında soğuk bir alan bırakması gerekir. “Bir pınar başında buz gibi suyu kana kana içti, bir süre uzandı.” Gibi bir cümle kurmak için de havanın kavurucu derecede sıcak, yolcunun yorgunluk ve susuzluktan bitkin düşmesini vurgulardım.

Pınar dedim, su dedim de aklıma geldi.

Eve misafir gelince hane reisi:

-Sorun bakalım misafire, aç mı, susuz mu, uykusuz mu?

Ortaya atılan soruyu, misafir yanıtlar.

-Gelirken pınarda suyumu içtim. Söğüdün gölgesine de uzandıydım, epeyce uyumuşum…

Şöyle bir cümle kurmazdım, mesela öykümde:

“Yemek yemek için lokantaya gitti.” Okuyucu demez mi ki adama, “Okey oynamak için mi gidecekti lokantaya? Tabiî bir şeyler yiyecek. Yoksa karnını doyurmak için mesela okula mı gidecekti?” Bu cümleyi daha değişik şekilde ama meramımı anlatabileceğim başka sözcüklerle ve de gerekirse değişik bir cümle ile anlatmaya çalışırdım.

Öykü möykü yazacak değilim ya fikir cimnastiği yaptım. Mesela dedim.

Hani iki Karadenizliyi kavga sonucu bitkin halde bulan adam, niçin kavga ettiklerini sormuş ta “Balıkları bölüşemedik.” yanıtını alınca bölüşemedikleri balıkları sormuş. Görünürde hiçbir şey yok. Yanıt: “Mesela tutsaydık.” Olmuş. Benim ki de o hesap işte.

Mesela yazsaydım…
( Öykü Yazsaydım başlıklı yazı RasimCANBOLAT tarafından 1.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu