Ağlayan birine "sus, ağlama artık" deriz (eskiden derdik) onu susturmanın iyilik olacağını zannederdik. ama öğreniyoruz ki bu yanlış...
Üzüntüden, öfkeden veya sevinçten ağlayan birisini bırakınız doya doya, kana kana ağlasın. ağlama nöbeti geçince o kişi kendisini ferahlamış hissedecektir.
Biraz biliyordum ağlamanın faydalarını, ama derinlemesine öğrenince hayretler içinde kaldım. Bildiklerim ile birleştirerek, kaynaklardan edindiğim bilgileri aşağıda sunmak istiyorum:
Ağlamak; gülmek gibi, duygunun bir çeşit dışa vurulma şeklidir.
Ağlamak göz yaşı kanallarını açar.
""Minesota St. Paul Ramsey tıp merkezi psikiyatri araştırma labaratuarı müdürü Dr. William Frey tarafından yapılan bir araştırmada, insanın duygulanarak veya sinirlenerek döktüğü gözyaşlarının kimyevî bakımdan farklı olduğu ispatlanmıştır. Duygulanma sonucu akıtılan gözyaşlarında daha yüksek oranda protein bulunmaktadır. Dr. Frey, ayrıca bu tür gözyaşlarının stres sonucunda meydana gelen ve vücuda zararlı olan kimyevî maddeleri bertaraf etmekte olduğuna inanmaktadır.""
Dr.Frey'e göre,
""Kalp hastalıkları, peptik ülser, kolit, deri döküntüleri ve gerilimlerin yol açtığı pek çok hastalığın kaynağı, içeriye dökülmüş (bastırılmış) gözyaşları olabilir.""
O yüzden duygular bastırılmamalı, yerine göre gülmeli, öfke ve hüzünde utanmadan AĞLAMALI...
Çocukluğumuzdan beri duyduğumuz bir söz var adeta klişeleşmiş "erkekler ağlamaz"...Bu söz ile ağlamaları engellenen erkeklere kötülük yapılmış olur.
Güçlü insanlar, güçlü kadınlar ağlamazmış, lâf...Ağlarlar ama göstermezler ağladıklarını. Yalnız kaldıklarında onlar da ağlarlar hem de içini çeke çeke...
""Ağlamak, dolaşım, solunum, damar ve sinir sistemini uyarır. Nabız hızlanır, bir süreliğine kan basıncı yükselir. Şiddetli bir öksürme ile akciğerden dışarıya saatte 70 mil süratle hava atılır. Kısa süreli ağlama, iyi bir egzersizdir. Bunun da ötesinde göz, burun ve yüzü yıkayan ılık tuzlu su, ana rahmindeki amniyon sıvısına benzer. Ağlamak; gerilimi azaltarak kendimizi yenilemiş ve tazelenmiş hissetmemizi sağlar.""
Gözlemlerime göre; dua yakarışlarında, yoğun duygulanmalarda ve özlemlerde akan göz yaşları uzun ömürlü olmaya destek verir. (Sulu gözleri bilim takip edecektir.)
Değerli yazarlarımızdan Zuhal Voigt hanımın yazısından öğrendiğime göre; "tecavüze uğrayan üç yaşındaki çocuğun barsaklarının parçalanması ve hastanede ölmesi" haberi ile nasıl uzun uzun ağladığımı takip eden zamanda hala etkisinde olduğumu bu bloğumda bile olaya yer vermemden anlamışsınızdır. Çocuklar hassasiyetim, dayanamıyorum, kahroluyorum...
Yine göz yaşı muslukları açılmadan yazımı bağlamak istiyorum,
Ağlayın,
Sizler de ağlayın,
Ruhunuzun kabullenmediği bir duruma ağlayın,
İşsiz babalara,
Doğu ve Güneydoğuda babaları şehit olan yetimlere,
Yine o bölgede eşini teröre kurban eylemiş genç dullara,
Genç oğullarını "şehit" adıyla toprağa veren yüreği kavrulmuş ana-babalara,
Hayatlarının ilk yıllarında hastalıklarla cebelleşip şifa arayan, yoksulluklarından ilaç alamayan masum küçük çocuklara,
Ağlayın,
Şu andaki duruma göre ağlamak için o kadar çok sebep var ki, aramaya gerek yok, TV lerin sabah kuşaklarına bir bakın,
Bakarken göz yaşlarınızı tutamayacaksınız eminim.
Biraz ümitsiz, biraz zor da olsa, güzel günlerin beklentisiyle,
Selamlar hepinize...
Yurdagül Alkan.
Kaynak:
.http://www.ilimdunyasi.com/merak-ettiklerimiz/aglamak-zararli-mi-faydali-mi/?imode