Türkiye Birinci Barış Harekatını Başbakan Bülent Ecevit'in televizyon konuşması ile duydu.
"Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs'a indirme ve çıkarma harekâtına başlamış bulunuyor. Allah
milletimize, bütün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığa ve barışa
büyük hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki, kuvvetlerimize ateş açılmaz
ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil, barış için; yalnız Türklere
değil, Rumlara da barış getirmek için Ada'ya gidiyoruz.
Bu karara ancak tüm politik ve diplomatik yolları denedikten sonra mecbur kalarak vardık.
Bütün dost memleketlere, bu arada son zamanlarda yakın istişarede bulunduğumuz dost ve
müttefikimiz Birleşik Amerika'ya ve İngiltere'ye meselelerin müdahalesiz halledilmesi,
diplomatik yollardan halledilebilmesi için gösterdikleri iyi niyetli çabalar için şükranlarımı
belirtmeyi borç bilirim. Eğer bu çabalar sonuç vermediyse, elbette sorumlusu bu iyi niyetli
gayretleri gösteren devletler değildir.
Tekrar bu harekâtın insanlığa, milletimize ve bütün Kıbrıslılara hayırlı olmasını dilerim.
Allah'ın milletimizi ve insanlığı felaketlerden korumasını dilerim.
Türkiye Cumhuriyetinin almış olduğu bu karar ve Silahlı Kuvvetlerimizin bu harekatı başarılı
olacak mıydı? Dünya devletleri bu durumu nasıl karşılayacaktı? Günahsız masum siviller, çocuklar
can verecek miydi? Mehmetçiğimiz zayiat verecek miydi? Artık Türk halkı bir taraftan zafer için
dua ederken, bir taraftanda bu soruların cevabını arıyorduk.
Bizler Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Yurtta Sulh Cihanda Sulh" tezini ve sözlerini
ilke edinmiştik. Ama bu vahşete dayanacak gücümüz kalmamıştı. Soydaşlarımız yıllardır acı
çekerken bu duruma seyirci kalamazdık. Her Türk ailesinde olduğu gibi bizlerde olanları
heyecanla izliyor, sonucu merak ediyorduk. Dileğimiz fazla can kaybı olmadan bir an önce
Barışın ve adaletin sağlanmasıydı.
20 Temmuz 1974 sabahı uçakların bombardımanından sonra Türk ordusu 6:15'ten itibaren havadan
indirme ve denizden çıkarma başlamıştı. Denizden çıkarma Karaoğlanoğlu plajına yapılmıştı.
Rumlar, Türkiye'nin 1963 ve 1967'deki gibi adaya müdahale edemeyeceğini düşünmüş bu yüzden
ilk başta etkili müdahale edememişlerdir. Ancak akşama doğru karşı harekata başlamışlardır.
Bu karar, İngiltere ve Yunanistan Büyükelçilerine bildirildiği gibi Ankara'da bulunan ABD
Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco'ya da iletildi. Pakistan, Afganistan ve Iran Türkiye'ye yardım
sözü verdi.
Libya Devlet Başkanı Kaddafi ihtiyaç duyulan tüm askeri mühimmatların kullanılabileceğini
bildirdi. Bunun yanında Suudi Arabistan da 1,5 milyar dolarlık petrol ile 1 milyar dolar nakit para
hibe etmiştir.
Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti
Lefkoşa'nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada'da garantör olarak bulunan Türk birliğine
saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu. 22 Temmuz akşamı Türkiye,
BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdahalesi sonucu Yunanistan'daki
cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükümeti de yıkıldı.
Otuz ikinci bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN
(
Bin Dokuz Yüz Seksene Doğru (Otuz İkinci Bölüm) başlıklı yazı
MehmetFikret tarafından
23.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.