Kızım daha okula gitmiyorken elinden tutar bakkala ya da markete
götürürdüm, götürürken de marş söylerdik beraber ''Başka bir aşk istemez
aşkınla çarpar kalbimiz, ey vatan gözyaşların dinsin yetiştik çünkü biz''
bilirsiniz bu marşı çoğunuz, ilkokulda söylemeyeniniz yoktur. Şimdi büyüdü
artık eski kadar sık olmasa da yine söylüyoruz bazı bazı, maksat küçük
yaşlardan vatan sevgisini öğrensin keratalar...
Şu sıralar herkes maça kilitlenmiş durumda olay oldu, sanki Türkiye'nin
Fenerbahçe-Galatasaray maçından başka derdi yok. Adam asgari ücret ile dört
kişilik ailesini zor geçindiriyor, hanımına da yalan söyleyip İstanbul'a maça
gidiyor, yazık çok yazık anlamak zor gerçekten böyle insanları. Başkan da demeç
vermiş ''Cimbom son maçta Fenerbahçe stadında kupayı kaldırırsa ben de
kahrederim'' diye. Sanki biri başka ülkenin takımı, meydan muharebesi değil ha
yapılan spor karşılaşması, fanatikliğin bu kadarına hiç lüzum yok bence...
Havalar iyice gevşedi, geçen hafta biraz uzandık Gölbaşı'na ama yine de ara ara
yağmurlu günlerde olacak, olması da lazım çiftçiler açısından düşünürsek
eğer...
Pazar öğleden sonra çıktım bir alışveriş merkezine. Bu sıralar araba ile fazla
uzaklara gitmiyorum. Eee benzin aldı başını gitti, beş liraya doğru tırmanıyor,
kolay değil arabaya benzin yetiştirmek. Hatırlıyorum da bundan bir buçuk sene
önce iki lira yetmiş kuruş civarındaydı. Nerdeeen nerelere gelmiş fiyat.
Maaşlara yüzde on zam, benzine yüzde seksen, oh ne âlâ, ben de yönetirim böyle
güzel güzel ülkeyi...
Kuşların cıvıltıları çoğu zaman kulaklarımıza kadar geliyor. Pazarları kızımla
çoğu zaman site içinde dolaşıp bilumum hayvanatı ziyaret ediyoruz. Köpek var,
kedi var, kuş zaten dolu. Kızım illa da köpek istiyor, hanım ile ben de
şimdilik karşı çıkıyoruz, almak ile bitse bakımı da var tabi. Ben kedi
getireyim kızım sana diyorum, ona da yanaşmıyorlar. Kedi parasız pulsuz,
işyerinde ki mahallede daha önce bahsettiğim yavrulardan bir dolu var ki. Biz
de işin ekonomik yönüne bakıyoruz haliyle, köpek en az beş yüz kâğıt, kedi
bedava, Çakırın yavrularından...
Yalnız kalınca insan karalıyor işte böyle. Bir de Leman dergisi aldım.
Bakıyorum eski Gırgır'ın Fırt'ın Oğuz Arallı, Tekin Arallı, Altan Erbulaklı
dergilerin havası yok bunlarda. O zamanın dergileri bayağı bir ses getirirdi,
ti ye almadıkları adam yoktu...
İşte böyle pazar pazar bir şeyler karaladık yine. Esen kalın her şey gönlünüzce
olsun. Bugün sizi belki de kimseler üzmez...