• Kolordu kumandanı demek Efendiler, dünyanın her yerinde, her millete, en büyük kumandan demektir. Kolordu kumandanından sonra başka büyük kumandan yoktur. 14.08.1920, TBMM.
• Askeri hareketler, siyasi faaliyetlerin ümitsiz olduğu noktada başlar. Ümidin güvenli bir surette geri dönüşü, orduların hareketinden daha seri hedeflere ulaşmayı temin edebilir. (1922, İzmir) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. III, s. 61-62)
• Ben size saldırı emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir başka komutanlar egemen olabilir. (1915, Anafartalar) (Atatürk, Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe, Derleyen: U.İĞDEMİR, 1990, s., XV-XVII)
• Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve yeteneğinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir.
• Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini gerçekleştirmek için sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkansız güvencesidir.
• Büyük milli disiplin okulu olan Ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal savaşlarımızda bize aynı zamanda en lüzumlu elemanları da yetiştiren büyük bir okul haline getirilmesine, ayrıca itina ve dikkat edileceğine, şüphem yoktur. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 420)
• …benim için ordumuzun değerini ifade de tek karşılaştırma şudur :Türk ordusunun bir birliği, dengini mutlaka yener, iki katını durdurur. Şimdilik bundan fazlasını istemiyorum. Çünkü fazlasını milletimizin yaratılıştan sahip olduğu cengaverlik zaten sağlamaktadır. Fakat bu değeri mutlaka korumak lazımdır. Bunu, askeri bir esas, bir kural olarak göz önünde tutmalıdır… Bu değer korundukça, teşkilatımızı, eğitim ve öğretimimizi bu hedef ve amaca yönelttikçe, Türkiye’nin her türlü saldırıdan, taarruzdan korunmuş olacağına ve korunacağına kimsenin şüphesi kalmaz.
• Bir Türk komutanının, ordusunu kullanmaksızın, herhangi bir kötü rastlantı ve kötü şans eseri bile olsa, düşmana esir düşmesini biz mazur görsek de, tarih, bunu asla affetmez ve affetmemelidir. Türk Devrim Tarihinin, gelecek nesillere hitap ve uyarısı işte budur. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.336)
• Kaleyi içinden ele geçirmek dışından zorlamaktan çok kolaydır. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.433)
• Komutanlar, emir vermiş olmak için emir vermezler. Gerekli, uygulanabilir olan hususları emrederler. Emir verirken, kendini, o, emri yerine getirecek olanların yerine koymak ve emrin nasıl yerine getirilip uygulanacağını düşünmek ve bilmek gerekir. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.502)
• En büyük askerlik; çeşitli varsayımları çok iyi hesap ederek en iyi görüleni gecikmeden uygulamaktır. (Atatürkçülük, Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri, Birinci Kitap, s.241)
• Yarım hazırlıkla yarım tedbirle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten daha kötüdür. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.431)
• Bir orduyu oluşturan her rütbe sahibi, genel olarak her şahıs, yaşayan bir makinenin canlı organları, parçalarıdır. (Zabit ve Kumandan İle Hasbihal, Genelkurmay ATASE Başkanlığı, s.26)
• … Türk esaret kabul etmeyen bir ulustur. (AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, Cilt II, s.241)
• Hiçbir medeni devlet yoktur ki, ordu ve donanmadan evvel ekonomisini düşünmüş olmasın. (AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.188)
• Maddi ve özellikle manevî çöküş, korku ile… güçsüzlükle başlar. (ATATÜRK, Nutuk, AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, s.432)
• Başarılarda gururu yenmek, felaketlerde ümitsizliğe karşı koymak gereklidir. (AFET İNAN, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları, s.94)
• Büyük kararlar vermek kâfi değildir. Bu kararları cesaret ve kesinlikle tatbik etmek lâzımdır. (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, AKDTYK., Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1999, s.396)
• Muharebede kuvvetten ziyade, kuvveti maksada uygun sevk ve idare etmek önemlidir. (İĞDEMİR Uluğ, AKDTYK., Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. 26 Ağustos 1921. Sakarya meydan savaşı emrinden.
• Mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur: Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 128)
• Savaş, nihayet meydan savaşı sadece karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan savaşı milletlerin bütün varlıklarıyla, bilim ve teknik alanındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısacası bütün maddi ve manevi güç ve nitelikleriyle ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir sınav alanıdır. Bu alanda, milletlerin gerçek güç ve kıymetleri ölçülür. Sonuçta yalnız maddi güçlerin değil, bütün güçlerin özellikle ahlaki ve kültürel gücün üstünlüğü kesinlikle ortaya çıkar. Bu sebeple meydan savaşında yenilen taraf milletçe ve memleketçe, bütün maddi ve manevi varlığıyla yenilmiş sayılır. Böyle bir sonucun ne kadar feci olabileceğini tahmin edersiniz. Yok oluş sadece savaş alanındaki orduya ait olamaz. Aslında, ordunun mensup olduğu millet feci sonuçlara uğrar. Tarih, birtakım boş hayallerle, başlarındaki hükümdarların, hırslı politikacıların oyuncağı durumuna düşen istilacı orduların, istilacı milletlerin uğradığı bu çeşit feci sonuçlarla doludur.
• Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.(1921)
• Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin ordusu, istilalar yapmak veya saltanatlar yıkmak veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde ihtiras aleti olmaktan uzaktır
18.04.1922, TBMM, Ordu Hakkında.
• Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının vazifesi, « Misak-ı Millî » hükümlerini temin etmektir. 2.09.1922, İzmir’de İkdam Muhabiri Yakup Kadri’ye Verilen Demeç.
• Ordumuz, Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız teminatıdır. 01.11.1937, TBMM.
• Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. 01.11.1937, TBMM, 5. Dönem 3. Toplanma Yılını
• Büyük millî disiplin okulu olan ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal savaşlarımızda bize aynı zamanda en lüzumlu elemanları da yetiştiren büyük bir okul haline getirilmesine, ayrıca itina ve himmet edileceğine, şüphem yoktur.01.11.1937, TBMM.
• Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet ışıklarını taşıyan kahraman Türk ordusu !
• Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felâket ve musibetlerden ve düşman istilâsından nasıl korumuş ve kurtarmış isen Cumhuriyetin bugünkü verimli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtaları ile donanmış olduğun halde vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur 9.10.1938, T.C. Ordularına Mesaj, Ankara Hipodrumunda yapılan geçit resminden önce Başbakan Celâl Bayar tarafından okunmuştur.
• Her zamandan daha fazla inanıyorum ki, harp pahalı bir iştir. Harbin sürüklediği facialar ve dehşetten üzgünüm. Fakat harp etmeden elimizdeki silahları bıraktığımız zaman tamamen harap olacağımızı da biliyorum. Ağustos 1921, Associated Muhabirine Demeç.
• Derhal şu veya bu sebepler için ulusu harbe sürüklemek taraftarı değilim. Harp zorunlu ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: milleti harbe götürünce vicdanımda azap duyamamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Ama ulus yaşamı tehlikeye düşmedikçe, harp bir cinayettir. 16. 03. 1923, Adana Çiftçileriyle Konuşma.
• Bir harp oyunu yapmak suretiyle, vatanın ve milletin yüksek menfaatlerinin müdafaasını beraber göz önünde bulunduracağız. Bu çalışmamızda son senelerin başarılarla dolu muharebelerinin, meydan muharebelerinin, cumhuriyet ordusuna ve onun kıymetli komuta heyetine kazandırdığı tecrübelerin sonucunu inceleyeceğiz. Dünyanın fen ve sanatta en son gelişmelerini göz önünde bulunduracağız. 15. 02. 1924, İzmir, Ordu İleri Gelenleri İle.
• Harp, muharebe, nihayet meydan muharebesi yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan muharebesi milletlerin bütün mevcudiyetleriyle, ilim ve fen sahasındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla, harslarıyla, hulâsa bütün maddi ve mânevi kudret ve faziletleri ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir imtihan sahasıdır. Bu sahada, çarpışan milletlerin hakiki kuvvet ve kıymetleri ölçülür. 30. 08. 1924, Dumlupınar’da Konuşma.
• Eğer harp bir bomba patlaması gibi birdenbire çıkarsa milletler, harbe engel olmak için, silâhlı mukavemetlerini ve mâlî kuvvetlerini saldırgana karşı birleştirmekte tereddüt etmemelidirler. En hızlı ve en etkili tedbir, muhtemel bir saldırgana, saldırının yanına kâr kalmayacağını açıkça anlatacak uluslararası teşkilatın kurulmasıdır. 21. 06. 1935, Gladys Baker’a Demeç
• Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum!
• Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir.İleri!
• Bilhassa harp sanayii ve fabrikalarının çalışmasını özel bir takdir ile anmayı bir borç bilirim. Bu son sene içinde bu fabrikaların eksikleri kademe kademe tamamlanmıştır. Bugün her türlü ihtiyacın üretimi mümkün hale gelmiştir. Yeni kurulan mermi ve fişek fabrikalarında bol miktarda topçu ve piyade cephanesinin ve bombasının hazırlanması ve üretiminde başarı sağlanmıştır. 1922, T.B.M.M.
• Azim ve imanımız önünde yıkılarak silâh, mühimmat ve araçlarını savaş meydanında terke mecbur olan Yunan ordusunun bıraktıklarından istifade olunarak değişik merkezlerde yeni ve yedek silâh ve cephane depolarımız ve fabrikalarımız kurulmuştur. Bu genişlikte kurulan ve gün geçtikçe daha çok genişleyen ve mükemmelleşen askerî kurumlara lâzım olan fenni beyinler yetiştirilmesi için de hazırlıklarda bulunulmaktadır. 01. 03. 1923, T.B.M.M.
• Harp sanayii tesisatımızı, daha ziyade gelişmesi ve genişlemesi için alınan önlemlere devam edilmeli ve endüstrileşme mesaimizde de ordu ihtiyacı ayrıca göz önünde tutulmalıdır. 1937, T.B.M.M.
• Bundan sonrası için, bütün uçaklarımızın ve motorlarının memleketimizde yapılması ve hava harp sanayimizin de, bu esasa göre geliştirilmesi gerekir. Hava kuvvetlerinin kazandığı önemi göz önünde tutarak, bu çalışmayı plânlaştırmak ve bu konuyu lâyık olduğu önemle milletin nazarında canlı tutmak gerekir. 1937, T.B.M.M.
• Türk Barış koşulları, “Ulusal Yemin”in ilân edildiği gün olan 28 Ocak 1920 tarihinden beri bütün Dünyaca bilinmektedir. Bu şartlar şu suretle özetlenebilir: Türkiye’nin ulusal sınırları içinde politik ve ekonomik tam bağımsızlığının onayı Fransa ile imzalanan 20 Aralık anlaşması, Türkiye’nin, bağımsızlığına saygı duyuldukça barışsever ve uyuşmacı olduğunu belgeler. (11.01.1922, Entransigeant Muhabirine Demeç)
• Ülkemizin haksızca uğradığı yıkımları imar ve senelerden beri çeşit çeşit engeller altında baskı uygulanan ekonomi yaşamımızın yasal gelişimini sağlayan ve bilim ve düşünce içinde çalışkan bir yaşama kavuşturmak barış şartlarımızdır. (24.10.1922, United Press Muhabiri ile Demeç)
• Büyük Millet Meclisi samimi olarak barış istiyor. Gerçekten barış istediğimizi herkes anlayabilir. Çünkü memleketimizi imar edebilmek için barışa muhtacız. 22.12.1922, Morning Post Muhabirine Demeç.
• Barışı kanla değil, mürekkeple imza etmek istiyorduk. (23.01.1923, Morning Post Yazarı Grace Ellison’a Demeç)
• Önce, barışsever olduğumuz için barışı arzu ediyoruz. İkinci olarak, devamlı savaşlar dolayısıyla ülke barışa, düzene ve imara çok gereksinim duyar. Fakat barış olmayacak olursa yine mücadeleye devam edecek ve mutlaka ülke için gerekli olan sonucu elde edeceğiz. (16.01.1923, Arifiye’de Konuşma.)
• Gerçekte barış bizim için ne kadar faydalı ise, muhataplarımız için de o kadar faydalı ve lazımdır. Çünkü bundan sonra ülkemizin imar ve gelişmesi için çalışmak istiyoruz. Onların da bu gereği idrak etmemelerine olanak yoktur…(22.01.1923, Bursa Şark Sinemasında Halka Konuşma.)
• Yurtta barış, dünyada barış için çalışıyoruz. (1931, Ankara) (Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, AKDTYK. Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1991, s. 608)
• Dünyada zaferlerin iki vasıtası vardır biri kılıç diğeri saban. (1923, Adana) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 120)
• 30 Ağustosta yönettiğim savaş, Türk Ulusunun yanımda bulunduğu halde yönettiğim ilk ve son savaştır. Bir insan kendini, ulusla beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz? Bunu tarif zordur. Eğer ben, açıklamakta zayıf kalırsam beni hoş görünüz. 30. 08. 1928, Basın Mensuplarına Demeç