Hacı Bektaş Veli, 13. Yüzyıl’da yaşamış bir mutasavvıf ve düşünürdür. O, Anadolu’yu Türkleştiren Türkmen gücünün hayatına şekil veren bir halk lideridir. Hacı Bektaş Veli’ye bağlı Türkmenler’e, Bektaşi denilmiştir. 
Hacı Bektaş Veli Karacahöyük’te hayata gözlerini yummuş ve burada toprağa verilmiştir. Karacahöyük adı, daha sonra Hacı Bektaş Veli’ye saygı ile Hacıbektaş’a çevrilmiştir. Bugün Hacıbektaş İlçesi, Nevşehir’e bağlıdır .
Hacı Bektaş Veli, öleceğini anlayınca Saru İsmail’i çağırtır. Ona “Öldüğümde beni bir ceviz tabuta koyun. Kadıncık’ın oğlu, Hızır Lâle Cican benim yerimi alacaktır. Elli yıl sonra onun yerini, kırk sekiz yıl şeyhlik yapacak olan Mürsel alacak; sonra da Yusuf Bali, otuz yıl onun halefi olacaktır.” der.
Er odur ki, ölmeden önce ölür ve kendi bedenini yıkar. 
Hacı Bektaş Veli Hakka ruhunu teslim edince, cenaze hazırlıkları başlar. Rum ülkesinde bulunan tüm gönülden sevenleri, atlı ve yaya olarak gelirler. Çile Dağı tarafından, donu yeşil, elinde yeşil sancak ve yüzü örtülü bir boz atlı gelir. O boz atlı meçhul kişi, meftayı eliyle yur, yıkar, cenazesini kendi eliyle kefenleyip mezara koyar. Boz atlı uzaklaşıp giderken, Saru İsmail kim olduğunu görmek ister. Yüzündeki örtü açılınca, boz atlının Hacı Bektaş Veli olduğunu görür. Saru İsmail’e “Er odur ki, ölmeden önce ölür ve kendi bedenini yıkar. Buna ermeye çalış.” diyerek gözden uzaklaşır.
( Hacı Bektaş Veli Ölünce Bedenini Kim Yıkadı? başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 27.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu