HAYAT ÖLÜMLE BAŞLAR
Liseli yıllarımda iken sohbetlere merak sardım. Her hafta bir veya iki sohbete gider ve anlatılanlardan pek çok ders çıkarırdım kedime. Bu sohbetler bana öyle bir aşk veriyordu ki “Hayatın Anlamını” çok iyi kavramaya başlamıştım. Kuran’a bağlılığım artmıştı her geçen gün.
Sohbetlerin birisinde hocamız bize hadislerle birlikte şu ifadeyi kullandı; “Ölmeden önce ölünüz.” Dört sene boyunca yani üniversiteli yıllarımda hep ölmek için uğraştım.
Üniversiteyi bitirmek üzereyken şu soruyu sordum kendime. Hayatın sonu mu ölüm, yoksa başlangıcı mı?
“Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metaından başka bir şey değildir.” 3/185
Bu ve buna benzer ayetler zamanla fikrimde değişmelere sebep oldu.
Gözümün önünde bir çırpıda akıp giden hayatımın anlamını gençlik yıllarımda farklı anladığımı okuduğum kitaplarda gördüm. “Hayatın Anlamı” diye nitelendirdiğim aslında “kulluk imtihanın” ta kendisi imiş. İmtihan ise bu dünya hayatı içerisinde ki yaptıklarımız veya yapamadıklarımız. Hayat nerde ve ne zaman başlayacak?
Rahmetli babamın mezar taşına ne yazmalıyım ki insanlar oradan geçerken belki yazıyı okurlar ve kendilerine bir ders çıkartırlar dedim. Sonra şu söz aklımdan geçti; “Anadan doğduk geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara.” derken…
Babamla geçirmiş olduğum yirmi bir yıl gözümün önünde bir çırpıda geldi geçti. Belli bir süre geçtikten sonra sanki böyle birine (babam) ile hiç rastlamamış gibiydim. Rüyalarımda, fotoğraf karelerinde ve video çekimlerinde babamla birlikteyiz ama artık hayaldi. Sanki böyle bir kişi dünyaya hiç gelmemişti. Peki ya ben, bende mi bir “hiç” im?
Yaşadıklarım gerçek mi? Gerçekten ben yaşadım mı? Sözün kısası bu yaşadıklarımız hayat mı?
Zahmet olmadan rahmet olmaz der büyüklerimiz. Bu çekmiş olduğumuz zahmetlerin neticesinde nasıl bir rahmete kavuşacağız.
Kulluk imtihanı sonucunda elde edeceğimiz rahmet, yoksa hayatın kendisi mi?
Dünü yaşadığım kesin değil, yarını yaşayacağımdan emin değilim, o halde tek bir zaman var o da şu an. Ölmeden önce ölebilme marifetini yakalayabilirsek işte o zaman hayatın anlamını kavramış olacağız.
Demek oluyor ki hayat, dünyadaki zaman diliminde yaşadığımız süreç değil. Hayatın ölümle başlayan bir gerçek olduğunu anladım ve babamın mezar taşına da bu sözümü ekledim. “Hayat Ölümle Başlar”
( Hayat Ölümle Başlar başlıklı yazı onur-alp-dem tarafından 5.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu