Dünyanın en masum ve en güzel varlığı olan yavrum ;
ilk mektubumu ikibin yirminin on ocağında yazmıştım. Öyle ki kelimelerim kifayetsiz kalmış; dilim damağıma, kelâm dimağıma isyan eder haldeydi.Dünyayı sana dar eden biz sözde ve yaşta büyük insanların yaptıklarını dilim döndüğünce yazmıştım.
Öyle zulümler ve ölümler yaşadın ki,sana yapılan kötülüklerde şeytan bile masum kalıyordu.Seni evinden,barkından dönen çarkından uzaklaştırıyorduk.Bilmediğin diyarlara salıyor,dağda taşta kurda kuşa yem ediyorduk. Öyle ki o güzel ve gülen yüzünü taşıyan bedenin kıyıya vuruyor biz bakıyorduk.
Bin bir çeşit atılan bombayla yıkılmış evin enkazında toza toprağa bulanmış yüzündeki ifadeyi anlatacak kelime lügatte yoktu.Ve dönüp bizleri haklı olarak Allaha şikayet ediyordun.O masumların ve mazlumların hamisi Yüce Allah yarına koydu ama yanımıza koymadı.Şimdilerde dünyanın başına öyle bir bela verdi ki,bir tek sizlere dokunup öldürmüyor.Elbet bunda akıl edenler için ibret olmalı.Bu illet ,Dünyada barış içinde yaşamasını beceremeyen günümüz insanını evlerine tıktı.Ruhu kirli insanlığın bir an önce temizliğe başlamasını istedi.Ruhun temizlenmesi bedenden başlar.Çünkü Müslümanlar dahil temizliğin önemini unutmuştuk.Abdest alıyor ama hijyene dikkat etmiyorduk.Namaz kılıyor ama kul hakkı,çocuk ve yetim hakkı yiyorduk.
Sana oynayacağın oyun alanlarının hepsine gök gelenler diktik.Oyuncakların bile kanserojen katkılıydı.Senin masum gülüşün hariç hiç bir şey doğal değildi.Anne babalar olarak , kariyer derdine düşüp, ilk attığın adımı, ilk söylediğin kelimeni bakıcılar eliyle ögrendik.Anne sütünü,kokusunu sana çok gördük.Babalar nasihat etmez,eve gelmez oldular.
Böylesi seni ezip yok sayan dünyanın sahibi buna izin vermedi.Belki ibret alırız diye gözle bile görülmeyen bir düşmanı başımıza musallat etti.Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
Benim güzel yavrum ,bizi sen affetsen Allah affetmez ve etmedi de.İnşallah ,bu musibetten ders çıkarır ve sizlere bundan sonra daha iyi bir dünya bırakırız.Üç kuruş fazla kazanalım diye dünyanın tüm dengelerini alt üst ettik.Bu insandır, kadındır, çocuktur demedik yok ettik.Kanlı ellerimizle yeri geldi yapmacık yanağını okşadık.
Sözde sana parklar,lunaparklar yaptık.Kreşler,bakımevleri yaptık.
Evet, bina yaptık ama içine sevgi ve merhamet koymadık. Yeşili,maviyi koca koca AVM'lerin kuytu bir köşesine o da jetonla koyduk.
Kısacası yavrum insanlığımızı unutmuştuk, merhameti,iyiliği unutmuştuk.Küçücük bir virüsle hatırlar gibi olduk.Koca koca evler yaptık ama içinde günde bir kaç saat kalabiliyorduk.Bize evde sizlerle vakit geçirmeyi öğretir inşallah.
Yavrum , ne olur bizi affet.
Ey Allahım, bizlere bu musibetten ders çıkarır feraseti ve idraki ver.Çocukları ve insanları sevme gücü ver.Çünkü, onlar herşeyin en güzeline layıklar.
(
Çocuğa Mektuplar ( Corona Ve Çocuklar) başlıklı yazı
AZİZ REMZİ tarafından
20.03.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.