HIZIR DEDE HİKAYELERİ. 
       1951 Yılında Bulgaristan dan göç edip geldiğimizde, iskân edildiğimiz Tekirdağ İli, Şarköy İlçesi Sofuköy hakkında Hızır Dede ile ilgili söylentiler.
       Zamanında Sofuköy, Alişa Ağa diye birinin çiftliği imiş. Bu ağanın dört tanede yetişkin kızı varmış. O dö-nemde Yunanistan'dan göç edip gelen dört genç (Bıyıklı Mustafa, Kasap Mustafa, Gümürcine'li Hüseyin ve Karabacak Mehmet  çiftliğe çalışmak üzere geliyorlar. Ağa bu gençleri iç güveyi olarak kızları ile evlendiriyor.
      Sonradan bu köye göçle gelen birkaç hane daha oluyor. Bir gün köyde bir kadına beyaz, uzun sakallı bir dede geliyor. Kızım çok acıktım bana biraz ekmek verir misin deyince kadın ona bir miktar ekmek verir, dede dua ederek oradan ayrılır. Bundan sonra Hızır Dede bir kaç defa daha, kadını sınamaya gelir fakat kadın bundan rahatsız olur. Bir daha gelirse ben ona yapacağımı bilirim diye, içine zehir kattığı bir ekmek yapar. Tam da o günlerde dede gene gelir. Kadın zehirli ekmeği bilmez ya Hızır'a verir. Hızır yine dualarla ayrılır, tam köyün kıyısında ağacın gölgesinde bitkin vaziyette yatan bir genç görür. Gencin yanına oturur, ona kimsin nereden geliyorsun diye  soruyor. Gençte askerden terhis oldum, günlerdir yol geliyorum yorgun ve karnım aç deyince, Hızır dede torbasından çıkarıp az evvel kadının verdiği ekmeği gence veriyor. Hızır kaybolup gidiyor, genç biraz toparlanıp evine geliyor tam kapıdan içeri girerken fenalaşıp yere düşüp yığılıyor. Annesi ne oldu  sana diyor ve oğlunu yerden kaldırırken  çocuğun cebindeki az evvel dedeye verdiği ekmekten bir parça görüyor. Dizlerini döverek aklı başına geliyor fakat artık iş işten geçmiş, oğlu elleri arasında ölüyor. 
       Bunun üzerine Hızır Dede, bu kadın yüzünden köye beddua ediyor."Bu köyün erkek çocukları yaşamasın, nüfusuda dokuz haneyi geçmesin" diyor. Bu nedenle Ağanın hep kız torunları yaşıyor. Bu taki 1937 yılına kadar devam ediyor. Romanya dan üç hane göçmen geliyor, Kız torunlar  komşu köylerden gençlerle iç güveyi olarak evleniyorlar. Yaya köyünden merhum Çoban Mustafa ve oğulları, Evreşe köyünden merhum Nalbant Salih köye göç edip geliyorlar. Bizde 1951 yılında bu köye iskân olduk. Köy 15 hane olmuştu. Biz 1965 te İstanbul'a, Poy-raz ailesi Gelibolu'ya göçle ayrıldık. Köyün durumu şimdi çok iyi. Bağcılık ve hayvancılık ileri safhadadır.
Şu anda Sofuköy 25 hane, 78-80 nüfus civarındadır. Yol ve vasıta durumunda sorunu yoktur.
     Birde komşu köyümüz Gelibolu'ya bağlı Çokal köyü ile ilgili bir hikayede yine ayni Hızır Dedenin adı geç-mektedir. Ayni Dede bu köyede gider, Fırından sıcak ekmek çıkaran bir kadından biraz ekmek istiyor. Kadın hemen bir somun ekmek veriyor. Dede birazcık koparıp alınca, kadın çok al dede diyor. Köyün adı bundan dola-yı  ÇOKAL olarak kaldığı büyükler tarafından aktarılıyor. 11.05.2020    Hacı Raif aydın. (Emekli Öğretmen)
( Hızır Dedenin Hikayeleri. başlıklı yazı HACI tarafından 11.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu