Herşey fıtratında net bir biçimde,
Benmişim güneşe kafa tutan leş!
Otuz altı sene sonra içimde,
Zamanla barışık, mekanla özdeş,
Bir gedik açıldı var olana zıt,
Nihayet umudu gösterdi ibre.
En güzel cevap bu; benimle yaşıt,
Hasede, riyaya, kine ve kibre.
Ne güzel, ne güzel ey aziz dostum!
Kendine hoşgeldin, buyur içeri.
Herşey birbirine yapışık, ketum:
Tevbe mıknatısı, dua cevheri…
Cennetin kokusu duyuldu önce,
Doldu cehennemi soğutan havuz!
Sonra olağandan daha da ince,
Bir hisle önüme düştü kılavuz!
Saydım, adım başı fildişi kule,
Mağara hükmünde tek katlı damlar…
Görmek şöyle dursun, bakmaya bile
Tenezzül etmeyen, mağrur adamlar…
Benmişim hıncımı mübah sayan, ben!
İsyanı zaruret, şükrü sefalet…
Korkarak dönmekte haklı, değirmen,
Benmişim, içinde gezen hayalet!