İnsanın aklının ermediği, insanlara ibret olsun diye yaradanın işaret verdiği doğa olayları, insanların ve hayvanların da yaptığı olaylar vardır.

Aklı selim insanlar doğayı gözlemlerken bu tür olaylara şahit olurlar. Şahit olduktan sonra da "Yarabbim sen ne büyüksün, yarattığın kullara ve doğaya öyle bir güç veriyorsun ki tarifi imkansızdır" demekten kendini alamazsın.

Yine önümüz bahar, baharın kokusunu, yeşilliğin tadını çıkarmak için doğal şehitlik parkına gittim. Çimenlerin üstüne oturdum. Açıkhavada biraz ders çalışırım. Şöyle keyfime göre sırt üstü uzanır ağaçların dallarını, yapraklarını seyredeyim dedim.

Daha bir hafta önce şehitlikten geçmiştim. Yeni yeni çimenler çıkıyordu. Şimdi baktım çimenler ne zaman bu kadar uzamış. Tam üstünde yuvarlanacak gibi olmuş.

Ne olur ne olmaz diye de yanıma gazete almıştım. Gazeteyi okuduktan sonra kilim vazifesini görmesi için çimenlerin üstüne serdim. Sosyal psikoloji dersinin ilk dört ünitesini okudum.

Biraz yorulmuş olacağım ki şöyle uzanayım dedim. Bir baktım üzerimde karıncalar geziniyor. Usulca ayağa kalktım ve karıncaları çimenlerin üzerine silkeledim. Kesinlikle yakında bir karınca yuvası vardı. Bildim bileli karınca yuvasını ve yuvaya giden karınca yolunu seyretmek çok hoşuma gidiyordu.

Yuvayı buldum. Başladım karıncaları seyretmeye. Hummalı bir çalışma var. Kimisi içerden toprak tanecikleri çıkarıyor, kimileri de ot parçalarını yuvaya taşımaya çalışıyor. Birbirlerine çarpışmalar. Birisi de getirmiş olduğu yiyecek parçasını büyük tepe olmuş yuvanın ağzına çıkarmak için durmadan badanaj yapıyor. Toprak parçaları ayağının altından kaydığı için bir türlü yiyeceği taşıyamıyor. Yardıma gelen de yok. Herkes kendi işine bakıyor.

Eğildim usulca otun bir ucundan tuttum tepeye bıraktım. Karınca diğer ucunda otu bırakmıyor. Yuvanın ağzından içeriye doğru yuvarlandı gitti.

En azından yarım saat seyrettim.Tuhafıma giden karınca yolu. Bu yolu ne zaman yaptınız. Otların arasından geçen bu yolu nasıl yapıyorlar. Kimbilir kaç defa seyrettim. Bir türlü yolu yaparlarken denk gelmedi. Yuvanın ağzından başlayarak takip ettim. En az on metre uzunluğunda.

Hiç merak edip çimenlerin üstünde uzanıp karıncaları seyrettiniz mi. Karıncalar bu yolu nasıl yapıyor merak ettiniz mi. İçimde öyle bir ukde kaldı. Yol yapımını bir görebilsem.

Tuhaf olan başka bir şey daha oldu. Mahalleden tanıdık bir arkadaş beni gördü yanıma geldi.

-Hayırdır memur ne yapıyorsun burda

-Karıncaları seyrediyorum

-Yahu sen de tuhaf bir adamsın başka işin yok mu

-Karıncalar bu yolu nasıl yapıyor onu merak ettim

-Hala ne konuşuyor sen kafayı yedin herhalde

Baktım işi uzatacak, bana deli muamelesi yapacak hemen konuyu değiştirmek için

-Yok be şöyle çimenlerin üstüne uzandım ders çalışıyorum

-Ne dersi bu yaştan sonra

-Üniversite okuyorum ya

-Okuyup ta vali mi olacaksın

Her sözüme bir kulp buluyor beni zevkimden vazgeçirmeye çalışıyor. Halbu ki kendisinin ne tuhaf bir insan olduğunun farkında değil. Kalbi kırılmasın diye ya da hadi senin dediğin olsun diye kalktım uzandığım yerden. Beraber yavaş yavaş muhabbet ederek tuttuk evin yolunu.


03.04.2010



( 163- Karınca Yolu başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 3.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu