Aslanların miyavlayıp farelerin kükrediği şarkıları dinleyip arşınlardık sokakları. Her sabah büyümemizi bekleyen Barış Abi’yle gezerdik köşe bucakları. Hayal dünyamızı geliştirsin diye izlerdik çizgi film saatlerinde televizyonları. İşler ters gidince bağlamazdık karaları. İyileşsin diye beklemezdik dizimizdeki oyun yaraları. Muhakkak vardı mikrobiyolojik olarak zararları. Fakat, zararı bilerek katık ederdik boyumuzdan büyük çantalara yararları. Okullar tatil olsun diye değil arkadaşlarımızla beraber olmak için beklerdik yağacak karları. Çok değil yirmi küsur yıl öncedeydi bu cümlelerin çocukları. Ne emeklerle ütülenen önlüklere yine biz bulaştırırdık çamurları. Elimizden eksik etmezdik zaman makinesi muadili, masalsı ve boyanmaya muhtaç kitapları. Biz sorunların içinde çözüm odaklı olmaya çalışan geçmiş zamanın çocukları. Almayın günümüz çocuklarının elinden güzelim yarınları. Sonlanacağı belli olan miadi dolmuş umutları. Yıktınız mı derme çatma kurulan hayalleri Allah’ın belaları? Uzak tutun köhnemiş, paslı, korku yüklü savunmaları. Günü geldiğinde kurtaramayacak sizleri “keşke yapmasaydım” sancıları. Yabana atmayın yalandan uzak tutulmaya çalışılan bu satırları. Hayalleriniz doyuracak onların aç ve doymak bilmeyen karınlarını. Sahi unuttunuz mu tüm bunları, eski zaman sevdalarının masumiyeti çalışmamış çocukları?
( Doksanların Çocukları başlıklı yazı Bilinçsiz tarafından 8.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.