Fikir ayrılıklarına ve siyasetçilerin düşdükleri çok basit hal ve hareketlerinden dolayı bıktım usandım. Mecliste oturanlara seslenmek için bir iki satır yazmak geldi içimden. Bir de eski büyük insanları kendilerine rehber seçerek bizim fikrimiz budur diyerek büyük yalnışlara düşmektedirler. Büyük insanların güzel sözleri yalnızca kulağımıza küpe olmalı.

Geçmişimizde olan büyük insanların hepsi bizim atamızdır. Hepsinin fikirlerinden yararlanmamız lazımdır. Rehber olarak ta Kur-an'ı Kerim'den başka hiç bir yolu denemesinler. Önderimiz de Hz. Muhammed Mustafa'dır.

Ayrılığa düşen insanlarımıza iki büyük insanımızın söylemlerini aktarmak istiyorum.
Önce siyaset kelimesi ile ilgili ön bilgi vererek yazıma başlamak istiyorum.

Siyaset; yalan-dolan, hile, adam kayırma, yandaş kollama, başkasına iftira, insanları ötekileştirmek, karalama, dedikodu, özel çıkar sağlama fırsatı elde etmek midir? Nedir siyaset?

Siyaset, Arapça kökenli bir kelime olup at eğitimi, seyislik, at talimi anlamına gelmektedir. Osmanlı devlet geleneği içinde siyaset sözcüğünün, "ceza" ve özellikle "ölüm cezası" anlamında kullanıldığı görülmüştür.

Bugün bizi bağlayan anlamıyla siyaset, “Memleket idare etme sanatı. Devlet idare tarzı. Dünya ve ahirette necatlarına sebep olacak bir yola insanları irşad ile beşeriyetin salahına çalışmak.” demektir. (bkz.:Yeni Lugat)

Siyasetçi/yönetici öfkeden, gücenmekten, dargınlıktan, üşengeçlikten, ayrılıkçılıktan uzak durmalı; sabırlı,bağışlayıcı, bütünleştirici olarak halka kendini sevdirmelidir. Hedefi, insanı ve insanlığı yaşatmak olmalıdır. Osmanlı’yı altı asır cihan hakimi olarak yaşatan şu sır dolu nasihati, Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e nasihatini daima kulağına küpe etmelidir:

“Ey oğul! Beysin; bundan sonra öfke bize, uysallık sana; güceniklik bize gönül almak sana; suçlamak bize, katlanmak sana; acizlik bize, yanılgı bize, hoş görmek sana; geçimsizlik, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana; kötü söz şom ağız haksız yorum bize, bağışlamak sana. Ey oğul! Bölmek bize, bütünlemek sana; üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek sana, şekillendirmek sana. Ey oğul! Sabretmesini bil; vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma: İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”

Ve siyasetçi/yönetici Hz.Ali’nin(k.v.) devlet adamlarına şu altın öğütlerini, bir gerdanlık gibi daima boynunda taşımalıdır:

“Hiddetine, gazabına(öfkene), eline ve diline hakim ol. Sakın halkından uzun müddet uzak veya saklı durma. Halka sevgi ve merhamet besle. Alçak gönüllü ve ölçülü ol. Denetime önem ver. Hiçbir işi ihmal etme. Sana helal olmayan şeylerde nefsine karşı sıkı dur. Hiçbir cezalandırman için katiyen sevinme. İnsanlar hakkındaki bütün kin düğümlerini çöz. Seni intikama doğru sürükleyecek iplerin hepsini kes. Sence açıklık kazanmayan şeylerin tümü hakkında anlamamış görün. Şunu bunu gammazlayanların sözüne sakın çarçabuk inanma. Alkışa ve yersiz övgüye müsamaha etmek, insanı büyüklenmeye sevk eder ve kibire yaklaştırır…Sakın şahsi yakınlık veya tesir altında kalarak hiçbir kimseye vazife tevdi etme. Memleketin imarına sarf edeceğin emek, vergi toplamaya harcayacağın himmet ve gayretten fazla olmalı. İhtiyaç sahipleri için sırf kendileriyle meşgul olacağın zaman ve mekan ayır. Düşmanla aranızda bir sözleşme akdettiysen, yahut ona karşı bir taahhüdün varsa yapılan sözleşmeye riayette bulun, ahdini yerine getir. Verdiğin sözü muhafaza için icap ederse hayatını bile feda et.”

Bu iki büyük insanın sözlerine uygun siyaset adamı görebiliyormuyuz. Adamların yanına bile varılmıyor. Bu dünya kimseye kalmayacak. Siyaset kelimesinin yalan dolan hale getirmeyin.

Bu yazıyı siyasetçilerin okuması dileği ile yazdım. Belki insafa gelir de gerçek özüne dönerler. Öyle particilikmiş, partizanlıkmış, fikir ayrılıkları gibi hallere düşmezler ve yalnızca milleti için çalşmaya başlarlar. Tabii yüreklerinde insan sevgisi var ise.


06.05.2010
( 193- Siyasetçi Nasıl Olmalı başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 6.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu