Online Üye
Online Ziyaretçi
Deprem Gerçeği 2
DEPREM ÜZERİNE ÇOK YÖNLÜ DÜŞÜNME
BU büyük acıyı, bu büyük felaketi fırsata dönüştürmek elimizde...Toplum ve birey olarak muhasebe etme, artılarımızı, eksilerimizi ortaya koyma, eksiklerimizi tamamlama için planlama ve icra etme mevkiindeyiz elbette...
Büyük Marmara depremi bir çok alanda kazanımlar sağlamış, imar planlama ve yönetmeliklerindeki değişim ve yenilikler sağlamıştır. Bunlardan biri yapı denetimdir. Ancak bu denetimin gözden kaçan aksaklıkları yok mudur? Elbette vardır. Acilen bu aksaklıkların giderilmesi sağlanmalı değil midir.
Öncelikle bu alanda insan unsurunun suistimallerine son verilmeli, bunun için müeyyideler getirilmelidir. Bu depremde yeni yapılmış binaların yıkılması bu alanda ihmallerin olduğunun göstergesi değil midir?
Yapılaşma için ovalar yerine dağların, yumuşak zeminler yerine sert, güçlü zeminlerin seçilmesi atalarımızın akılcı seçeneği değil miydi? Neden bunca dağ ve tepeler yerine güzelim ovalar yapılaşmayla tarıma set vurulmaktadır, bunu anlamak mümkün değildir. O güzelim ovalar, yemyeşil vahalar yapılaşmaya açılmış, tabiat talan edilmiş, tabiatın dengesi bozulmuştur.
Zemin etüdü alanında sığ kalmış, yer altı çukurları, yer altı suları araştırmaya tabi kılınmamıştır. Bunun en bariz örneği bu depremde aynı inşaatların birinin yıkılması, diğerlerinin sağlam kalması akla böyle bir fikir getirmemiş midir?
Binalarda yangın merdivenlerinin oturma odalarının yakın yerlerde kurulması bir seçenek olamaz mı? Bu merdivenler kendi ayakları üstünde durabilen yapılar olmasına ne dersiniz?
Askeri lojmanlar ve bazı kamu binalarında kapı kasaları ve pencere üstlerinin çelikten yapılması bir önlem olarak karşımızda değil midir?
Binalarda perde betonlar yeterince midir sizce,? Bence pencere ve kapı açılmaya yerlerde yeterince perde beton konulması gerekmez mi?
Bunlar basit bir düşünme ile akla gelenler. Bu alanda önceki yazımızda önerdiğimiz akademik kurumun ortaya koyacağı şeyler yok mudur? Bu alanda dünyanın birikimden istifade edilemez mi?
Yapı taşları olarak delikli tuğla yerine alt katlarda daha güçlü , üst katlarda hafif malzemeler
kullanmak nasıl olur dersiniz? Atalarımızın ve muhtemelen bu alanda ileri ülkelerin yaptığı gibi ve bizim de şehir hastanelerinde kullandığımız esnetme teknolojisinin kötü mü olur?
Şimdilik bu kadar beyin jimnastiği yeter herhalde. Okuyucuların yorum ve önerilere açık olduğumu bildirir, yazıma burada ara veririm. Saygılarımla..
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 13.2.2023
DEPREMDE OLUMLU VE OLUMSUZ EYLEMLER
Deprem bir afettir ve bütün toplumun birlikte olmasını gerektiren bir olaydır. Hele ki millet olmanın gereği bu tür afetleri birlikte karşılamaktır. Bununla birlikte müslümanlar birbirinin kardeşidir.
Ebu Musa el-Eşari (ra)’den rivayet olunduğuna göre Rasulullah (asm) şöyle demiştir:
"Mümin mümine karşı, parçaları birbirini bağlayıp tahkim eden bina gibidir, buyurdu ve (bu bağlılığı göstermek için Resul-i Ekrem) parmaklarını birbirinin arasına geçirip kenetledi." (Buhari, Salat 88, Müslim, Birr 65)
İşte bu perspektiften bakarak diyebiliriz ki böyle bir elim olayda birlik ve beraberliğin elzem olduğu aşikardır. Ancak müşahede ediyoruz ki bazı maksatlı ve art niyetli çabalar hiç te eksik olmuyor ve şer güçler fırsattan istifade ederek ortalığı karıştırmaya, bulanık suda balık almaya devam ediyor, bazı iyiy niyetli kişiler de bunlara alet oluyor.
İçimizdeki hainler boş durmuyor, ellerindeki bütün araçları kullanarak birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışıyor, dış düşmanların emelleri doğrultusunda büyük çaba gösteriyorlar.
Ancak bunun karşısında iyi örnekler, olağanüstü özverili hareketler de az değil. Bunlar bu demoralist ortamda bize moral veriyor, ‘var bir şey var bu millette ‘ diyerek 15 Temmuzda gözlerimiz yaşatan milli şahlanışın tekrarlandığı bir büyük hareket var.
Depremin ilk saatlerinde afet mahalline hareket eden devlet güçleri yanında sivil toplum hareketleri ve bireysel hassasiyet bize güç veriyor ve millet olmanın gereğinin sergilendiğine tanık oluyoruz. Bu oluşumlar yangın yüreğimize su serpiyor.
Ülkenin her yanında giden yardımların yaraları sarmakta ne büyük atılım olduğu aşikardır.
Yabancı ülkelerin ve özellikle müsliman ülkelerin yardımları da bu tabii afette psikolojik olarak bize güç kazandırıyor, dünya barışına katkı sağıyor elbette...
Dahası inanç birliği olduğumuz dünyada bu yardımlaşma ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğu aşikardır. Bundan da önemlisi milletçe dayanışma ve yardımlaşmanın birlik ve beraberliğimize katkısı bu tür tabii afetlerin önemli kazanımlarından sayılabilir.
Tabii ki sırf bu olumlu sonuçlarından dolayı hiçbir afet arzulanacak bir olay değildir. Bu afetleri önlemek için yapılacak çalışmalarından geri kalmak hiç te arzulanacak bir duygu durumu olamaz.
Münferit bazı olumsuz davranışlar yanında bu tür olumlu hareketleri varlığı milletçe gönenebileceğimiz bir ortam oluşturmakta, bu da bu tür felaketlere göğüs germekte bizi güçlü kılmaktadır.
Diyelim- mehterbaşının dediği gibi- ‘’hayırlar feth ola, şerler def ola’’ Allah bu her türlü felaketlerden milletimizi ve bütün dünya milletlerini korusun
