Önce ağaç dalları engelledi ay ışığını
Sonra gök kilitlendi...
Titretirken yüzüm çizgilerini tebessümlerin
Arifesinde büktüm dudaklarımı sürurun
Sustum biz vakit kadar duvarlar arasında
Yankısı uyutmadı kuşları
Seferber oldukça cümle tabiat yangınıma
Kan uykusu nöbetinde burnumdan soludum hasretini
Hiç bilmediğin kadar gölgem oldu gölgen
İzahata yeltendikçe kuruttu göz pınarlarımı sevdan
Karardı ay
Tutuldu gün…
Tenin yabanda açmış goncagül
Varsın açmasın bu iklim çiçekler
Yeter toprak kokusu seni sevmeme
Sevda yanığı buselerin tenimde karanfil kokusu
Hasretin dudaklarıma nakış nakış dikilmiş
Hadi çırp ellerini sevgilim
Kanada gerek yok
Tebessüm et
Umut gözlerinin ak ile karası ar’afında yıldız
Bıraktığın gün deşildi yaram
Ne faydası var hekimlerin
Ne de senden gayrı derman...
Pabuca gerek yok
Yalın ayak makuldür sevdadan ölmeye…
Dağılmış saçlarına rüzgâr tarak
Yol üstü gülüşlerin hüsranlığıma şifa
Hadi bırak kuş konmaz gönlünü gönlümün hülyalarına
Dikilsin parmaklarım avuçlarına
Sevdiceğim gözlerin dolunay aydınlığım
Ben sensiz safi karanlık
Bir ahunun avcıdan korktuğu kadar korkmalısın sevdamdan
Serin değil kalp ateşim yanmalısın cayır cayır
Beni yaktığın kadar...
Hasret ve aşk başka bir fasılda rüya
Hıçkırık arasına kahkaha sığdırmak olsa gerek yüreğime ismin
Veyahut kahkahalar arasında dökülmüş bir damla gözyaşı’m...
Silmek cesaret ister
Çıra edebilir misin kirpiklerini
Hiç yoktan özlemek adına gülüşlerime ağlayabilir misin?
Kaçıp gitmek kolay
Menderesler çizen gözyaşlarını takip ederek dönebilir misin yarı yoldan
Ya kalbin kül olursa kalbimde
Cesaret edebilir misin bir daha sevmeye...
Sitem arası bir kaç buse kondurdum dualara sinene
Ölümlü dünya belki birazdan sevdaya tutulacağız...
Dikensiz gül sevmekte neydi
Akşam yalnızlığı rengim, sen karanfil
Mehtabımdır gözlerin hüznümün
Bilmem sevebilir miydin nefret ettikten sonra beni
İncittiğim vakit sığınabilir miydin göğsüme
Sevmek güç iş
Maharet imkânsız topraklarda hasretlenmek
Vasiyet yaprak açtı eğreti mevsiminde tomurcuklar sürüldü
Yanakların al mevsiminde hüznüm filizlendiği vakit umudum diye söz edebilir misin ismimden
Hazan düştüğü vakit kirpiklerine gül açılmadı ise
Yüreğini bırak ve düşlerini sil gözlerimden
Yıkılmış enkazda can yoktur belki saklıdır hazine
Ya kalbinin ismi ismim ise
Ya gözlerin rengi gözlerimin kahverengisi ise
Kim budayacak bu dalları
Kim dağıtacak hüznün bulutlarını...
Arşiv
D.T
20241014
Noksanlık Makamı
(
Kahkaha Arası Gözyaşı Dökümü başlıklı yazı
ömer altun tarafından
14.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.