"Leke leke şekillendi yüz
Rüzgâr saç telinde gece mavisi yıldız yağmuru
Düşler vadisinde intihara meyilli fikirler ihtilal öncesi suskun
Aşk perdesi sisli sabahların tenhasında muhacir kelebek gözyaşları
An anı kovalıyor nefes arası sevişmeler enkaz
Gönül mundar
Ruh ateş yakamozu
Can sersefil
Sen gül vadisi
Ben sensiz diken"...
Gönül mahzenimde gönlün gönlüme şerik
Derdest ettiren sitemlerim gamze oyalarımda hüzün…
Ay ve gün matem tutmuş dudak kıvrımlarına
Gönül ayıran firak tarifesinde saat gülüşünün ertesi kıyam'et
Tan vakti ebabiller kirpiklerinin asma bahçelerine tutkun
Karanlık hüznün alaturkasında incinmiş
Örtülü hisler inziva meskeni
Aydınlık ellerinin sıcaklığında paklanmış bir bana yorgun firari ve de zifiri
Parmaklarım suyu çekilmiş kıtalar kadar yaralı
Gözlerim kurumuş ırmaklar yorgunluğunda çöl
Yolunu kaybetmiş kervanlar kadar yorgunum sensiz
Ey şimal y’anım..!
Akrep kırlangıç kanadında mülteci çocuk ümitleri
Yelkovan iki gönül arasında hasret dokuyucu
Silahlar susmak bilmiyor göğsümde
Gülüşlerin sergilendikçe çehremde
Kerahet vakti cesetler diriliyor içimde
Sen perişanlık makamımda nur
Ben hasretin diken sarmalında sancılı
Öksüz kuşlar dillendikçe yüreğimden
Kapandı cehennem gönlüm üzerine...
Yürek ensarlığım muhacir kelamlarının kuytusunda bir sana meftun ve de mecbur
Vaadinde durmayan mevsim ürkekliğinde dilimde ağıtlar çiseliyor..
Simam sömürülen kalpler kadar karanlık ve soğuk
Ruhun ruhuma unutulmamış masalların hamallığında gülkurusu
Kor ateşinin semazenliğinde dilden dile mum olup y'andım
Bilenmemiş hançerlerin paslanmışlığına b'andıkça seni paklandı asumanım
Zabıtlar tutup tutup yutkundukça nefesini
Nakış nakış düş kırıklığı oyası işlindi gülüşlerime
Ey kara bahtımın ak gülü..!
Yalnızlığımın tenha mecralarında sılam oldu hüznün
Hudutlarım toprak altında
Gökkuşağı kuruldu sensiz gözyaşlarıma
Bitmedi hasret sanıklığım
Gözlerim gözlerin zindanlarında yosun bağladı
Kapandı cennet kapıları ruhuma...
Kader ve keder çıkmazında dualar serpiştirdim ismin ile ismim ar'afına
Kelimelerim büründükçe sukut rengine Yutkunuşlarımın can havlinde döktüm gözyaşlarımı hüzne ve gama...
Vuslat saadeti kurtlar sofrasında yem
Bir parça ekmek hasreti kemiriyor kalbimi
Dört tarafım yas ve elem
Kanlı savaşların gölgesinde sevdam uğradı sekmeye
Gözlerimden ağladı Filistin, Lübnan ve Yemen
Ey kaybetme korkum..!
Dilsiz şeytanlar türedi sensiz
Deniz ve nehirler kan büründü
Can çekişirken insanlık
Sessizlik dayandı genzime
Arz ettikçe kanayan ruhumu
Yek parça kalmadı cesedim
Sığdırmadılar un ufak olmuş bedenimi makbere
Sensizim
Divaneyim
Bedenimde hücredeyim
Gel kurtar artık
Kalmadı direnişe gücüm
Bir bir düşürüyor bizi ölüm
Ey Aksa'm..!
Şanlı toprağım
Tabutum
Sabret
Getirecektir
Eman sahibi olan bizi sana...
20241020
1747
Yakın olsa gerek...
(
Aksa Vurgunu başlıklı yazı
ömer altun tarafından
21.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.