Acının Serinliği
Yağmur yağıyor
bak, gözyaşlarım dökülüyor sevgilim.
Hani bir zamanlar
kalbimde çıkan çıbanların arasında
ellerinle kazıdığım toprağı iyice açıp,
beni de içine attığın gibi.
Ben yine dans ediyorum damlalarımla
seni hissedemesem de.
Ellerim okşuyor bu serinliği
yüreğinin serinliğini.
Ah şu eller!
buz gibi bembeyaz eller.
Nefesimle ısıtamadığım
nefsimle bile tanıyamadığım
anılarıma değer değmez dondurur hislerimi.
Gerçi neye yarar ki?
sevgini sevgimle ısıtamadıktan sonra,
cansız bir varlığı ovmak?
Gözlerim yollarında doğmuş gibi
onlarla yaşıyor ebedi
ve yüreklerimizin içinde ağlayan sevgimizle,
yine, yeni, yeniden doğduğumuz yerde
doğmuş gibi..
Üşümedim,
sen gittikten sonra bir daha üşüyemedim.
senin yüreğinde ısınacak kadar.
Son nefesinin hatırası üstümde kalırken
bir daha üşüyemedim.
Yüreğim kanı tadar
içimde kopan çığlıklarla ve ellerim,
kaderinin izinde.
Tanrı'ya yeminimdir ki
şafak tekrar doğduğunda,
kader seni sorduğunda
orada olacağım.
Gökyüzü en son ne zaman ağlarsa...
19 Ağustos 2024
Rüya