Serin bir Nisan akşamı gibiydi gözlerin
"Nasıl da sevdim, ne iştir bilmeden sevmeyi."
Derinden gelip cana işliyordu sözlerin
"Nasıl da sevdim, ne iştir bilmeden sevmeyi."

Ben mi seni geç fark ettim, sen mi geldin erken
Hiç mi karşılaşmamışız biz gelip giderken
Bundan sonra asla sevemem kimseyi derken
"Nasıl da sevdim, ne iştir bilmeden sevmeyi."

Her şey sıradan bir halde akarken zamanda
Ben savrulup giderdim bir o yan, bir bu yanda
Fark edememişim beklemediğim bir anda
"Nasıl da sevdim, ne iştir bilmeden sevmeyi."

Sabah oldu, güneş aydınlık verdi cihana
Güneş her günkü güneş değildi artık cana
Kızgın alevler içinde kalbim yana yana 
"Nasıl da sevdim, ne iştir bilmeden sevmeyi."

Bir mübarek nehir gibi, Tuna gibi, Nil gibi
Bir kutlu şehir gibi, Bursa gibi, İstanbul gibi
Söylesem de anlatamam ama bil ki seni
"Nasıl da sevdim, ne iştir bilmeden sevmeyi."

Yıllar var, bir hayalin vuslatını bekledim
Her günüme, her gün bir yenisini ekledim
Sen biliyorsun ya ben Fermân'a da söyledim
"Nasıl da sevdim, ne iştir bilmeden sevmeyi."
( Nasıl Da Sevdim başlıklı yazı ferman tarafından 7/2/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu