Züleyha Sevmelerin Husuf Vakti
Layemut aşk kuyusunda adak adadım yüreğimi 
Pervane narında tutuştu su 
Aydınlandı gece gözlerin yansımasından...

Rutin hüzünler yoklamasında siman açtı günebakan çiçekleri
Püskürdükçe kirpiklerinden özlemim 
Saçıldı gönlüm asumanına sevincin kelebek muştuları
Ey gönlümün Züleyha’sı..!
Ç’ağlasam hüznümü yek tebessümüne
Terk eder mi bu tarifsiz sızı…




Yaban ağrılar keşmekeşliğinde
İçime çekiyorum özlemlerini
Sarmaşıklar sarıyorum hatmi çiçeğinden

Tükenmiş deliller pencere buğusu çizgilerinde hülyan kapısı 
Çizgi çizgi damladıkça gözlerin 
Beni sana bölüyor bakışlarının ekseni 
Mundara çıkmış hafızamda dudakların halen dudaklarımın ocak ateşinde
Eklem yerinden kırılmıyor gönlümü talan eden acılar
Eyyub’ un kurtları kemiriyor kalbimi
Bilmelisin ki gönlüm Züleyha’sı…!
Bölünmüş yüreğimde galeyana getiren gülüşlerin kapattı tuzlu su kuyularını
Duy artık kederimin sur sesini 
ve yetiş avuçlarınla sil simamdan tabaka tabaka hasretini…
 



 
Husuf vakti dikenleri sökülmüştü gül ağaçlarımın
Yek yağmur damlasına sığmıştı yanardağ…

Nefesin ırgatlığında kırık parmaklarım hisler karıyor gönlün mahcupluğuna 
Bakışlarımda yılın yarısı karlar, sensiz başak vermiyor kardelenler 
Gölgene esir bedenim tek bir dokunuşuna hasretten safir    
Ey gönlüm Züleyha’sı..!
Yüreğimin korudur bu gözlerimden gönlüne sızan  
Limiti yok masumiyetinin
Yetiş özlemek veryansınında kıyılarım darmadağın… 




Beyan günü sevap günah mizanında
İsmin yemin 
Hasretin şimal…

Aşk ateşi narında bînevâ ruhum çiçek açtı
Nükte sızılı dokunuşların gece yarısı yıldızların aydınlığında akrep zehirli 
Aldanma tebessümlerimin dembedemliğine
Hüznüm dağ oldu
Haydut oldu yollar kesti 
Dudaklarımız hudutları tuzlu ve tatlı deniz 
Ey gönlüm Züleyha’sı,
Gönlüm müezzini..!
Yüreğim sesin hüznüne esir düştü
Dola artık  hasretimi gönlün bağlarına  
Dil ve yürek kemiklerim hasta naçar düştü...
 




Körleşen haberler hicabında bulandı dudaklarına hüzün gülüşlerim 
Sevda teçhili sonrası darıldı kelam
Firak neticesinde bakışların kefen biçti gönlüme... 

Hercai sükûttan evvel recm edildi kâğıt
Gönül hasretten mor çiçek demeti
Esmiyor sensiz rüzgâr
Dönmüyor rüzgârgülü
Ey gönlümün Züleyha'sı
Baharımın sümbülü..!
Sensiz atmıyor yürek
Yağmıyor yağmurlardan sevda ve sevgi 
Yetiş pul pul dökülüyor gökkuşağı
Karış karış hudutlarım çölleşiyor...





Devasız söylemlerin iptila vurgunluğunda 
İlkyaz gününde vuslata dair güllerim soluyorum ruhumda...

Kan kusma nöbetinde vakit yarım alınan soluklarım arası sen
Dinmiyor lav bezeli gözyaşı selim
Ağrılarım sağdan sola
Yukarıdan aşağıya gözlerin
Ey gönlümün Züleyha'sı
Limoni hüznüm..!
İlan et göğsüne gönlüm zarını 
Tatbik et bir anlık hasretimi
Ve güz nedameti evveli zayi et faciayı ömrümün...





Tevâfuk hislerin gerdanlığında ışıl ışıl 
Gözlerin aydınlatıyor gönlüm hüsranını
Sütunsuz yekpare göklerin kapısı aşındırıyor ismin
Dilimde facialar silsilesi...

Hayat ağacında ismim yazılı ismin yaprağına
Ne sensiz hayat ne de mevt uğruyor damağıma
Ey gönlümün Züleyha'sı
Kalbimin ayet ayet aşk fermanı..!
Yetiş hasretinden ormanlarım kurudu
Küflendim lahza lahza beklemekten seni...





Okyanuslar soğuyup ısınıyor hasret ateşimde
Dağlar bulut yolculuğunda âmâ...

Fark edilmiyor fersah fersah yüreğimin sen büyüklüğü
Ey gönlümün Züleyha'sı
Kirpiklerimde biriktirdiğim tufan..!
Eridi sensiz buzullar
Su hasretlendi balığa  
Yetiş nefesim yüksek dağlı nefesine yenik düştü
Kurtar dem dem çürümekten beni...





Hasbelkader öğlen vakti rüyaların yükleniyor gözlerime
Uykusuzluğum garptan, şarka hasretin...

Sensiz batıl hasretler yerleşti yollarıma
Cenkler başladı anne karnından, ömrün son anına
Kesildi sulhun yaması sevda ile aşkın ar'afında
Ey gönlümün Züleyha'sı
Huzurum, huysuzluğum..! 
Çıraklığı bitmedi azabımın 
Yetiş içten içe tutuştum sevdan vebasına...





Mağrur direnişlerin zevalinde askıya çekildi cümle avazlarım
Kıymık kıymık işlendi gönlün astarıma siman...

Dağlandıkça yaram kanaması artı sevdamın 
Kalabalıklaşıyor yalnızlık anbean
Kâfi gelmiyor ne gün ne hafta ne de ay
Ey gönlüm Züleyha'sı
Kırılgan yanım..!
Yetiş artık imdadıma
Sensiz kazıldı makber 
Gırtlağa dayandı can..



Halel girdabında iğne ile kazıyorum toprağı
Azığım hasret
Rızkım sen...

Saadet evveli çilen makbuldür
Anız yangını hüznün edasında noksan
Ey gönlümün Züleyha'sı
Simam tebessümü..!
Yetiş yırtıldı göğün bağrı 
Çatladı yıldırım sesinden meyva tohumları
Gün yüzün gerek çiçek açmama...





Bilmukabele hislerin mum ateşinde eriyor zaman 
Farz kılınmış özlemler kirpik altlarında sırlı dualar silsilesi…

İplere dizili mevsimlik hasretler göçmen kuşlar kanatlı 
Gönül süveydama hapsettiğim elem hüznün 
Ey gönlüm Züleyha’sı
Yüzümün hasret rengi..!
Yüreğine yorulmayan yüreğim kaldı hazana   
Afitabı siman olan gün ışığı uğramaz oldu
Kederim daldı karanlığa 
Hasretten yana söküldü etimden tırnaklarım 
Nefessiz yandım sana….




Onbeşeylül-onyedieylülikibinyirmidört
15:50
Ateşlenirse nefesin sevdadan bilmelisin ki hasretimdir...
( Züleyha Sevmelerin Husuf Vakti başlıklı yazı ömer altun tarafından 11.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu