HER ŞEY EMANET

 

            Günüm, ev ile öğretmenevi arasında geçer. Sabahın sekizinde kahvaltıdayım. Öğleye kadar okuyup yazmakla vakit geçiririm. Saat tam on ikide öğle yemeği.  On üç haberlerinden sonra doğruca öğretmenevi. Biraz sohbet, biraz oyun, eve dönüş.

 

            Cumhuriyet Meydanı’na haftalarca çıkmadığım olmuştur. Meydana ne zaman gitsem Selahattin amcama uğramaya çalışırım. Amcam, ayakkabı tamircisidir. Tamirciliğinin yanında ayakkabı satıcılığı da vardır. Önünde önlüğü, masasında örs, çekiç, küçük çivi kutusu, yapıştırıcısı… Duvarlar boyundaki raflarda gıcır gıcır, Çarşamba, Konya yapımı ayakkabıları. Karşısına sıraladığı taburelerinde eksik olmayan dostlarıyla koyu bir sohbetteyken küçük pilli radyosundan genellikle kaliteli müzik yayılmaktadır, kulaklardan gönüllere…

 

            Arkasındaki duvarı boy boy yağılı güreşçilerin fotoğrafları süsler. Bunların çoğu dergilerden kesilmiş, bazıları da resmin sahibi tarafından bizzat imzalanmış. Gençliğinde Tokat’tan Tekirdağ’a Kırkpınar güreşlerini izlemeye gittiğini sevinç ve övünçle anlatır. Büyük oğlum yerli yabancı futbolcularının adlarını ezbere nasıl biliyorsa amcam da güreşçilerin şeceresini öyle biliyor, eksiksiz.

 

            Fotoğrafların arasında bir de Yusuf’un fotoğrafı çarpar göze. Yusuf, yaşını doldurup Yetiştirme Yurdu’ndan çıkarıldıktan sonra sokağa terk edilmiş, yarım akıllı bir garip. Esnafların verdiğiyle doyar, yazın parklarda, kışın bankamatik, itfaiye gibi bulabildiği duldalıklarda barınır. Kentin sembolü gibi ortalıklarda dolanırdı. Ünlü valimiz rahmetli Recep Yazıcıoğlu Yusuf’la yakından ilgilendi. Onu himayesine almıştı. Onun zamanında Yusuf,  vilayetin personeli gibiydi. Valilikten hiç ayrılmazdı. Açılış ve kokteyllerde her zaman valinin yanı başında görülürdü. Hatta Erzincan valiliği sırasında Yusuf’u Erzincan’a özel olarak davet etmişti.

 

            Valinin cenazesine Yusuf’u da götürdüler. Buna rağmen valinin vefatını bir türlü kabullenemedi. “O öldü” diyenlere saldırır, “Recep gelecek” derdi…

 

            Sonraları Rize’ye, bir bakım evine gönderilen Yusuf, gurbete dayanamadı. Kısa süre sonra cenazesi geldi, sanki devlet töreniyle kaldırıldı. Selahattin amcam, “Yusuf’un cenazesinde bulunamadığım için çok ağladım.” demişti.

 

            Bunları yazmama sebep; geçenlerde bir bankaya giderken amcamın dükkânına uğramak isteyince gördüğüm manzara oldu: kapıya yanaştım. İçeride ne amcam vaar, ne de ayakkabıları ve ustalık araçları…  Bütünüyle yeni bir yüze bürünen küçücük dükkân olmuş mu sana pırıl pırıl bir çiğ köfte dükkânı.

 

            Amcam, son günlerde hayli yaşlanmış ve zayıflamıştı. Bir defasında işe gelişini görmüştüm, uzaktan. Yelekli lacivert takım elbisesi, özenle taranmış ak saçları, boyalı iskarpinleriyle sanki bir daireyi teftişe giden bakanlık müfettişi gibiydi.

 

            Dükkânın değiştiğini görünce amcam adına üzüldüm. Bir defasında “Pazar günlerini evde geçiremiyorum. Eskiden hanımla arabamıza atlar, pikniklere giderdim. Şimdi hanım da yok araba da… Pazartesileri dükkâna gelip ahbaplarla buluşunca rahatlıyorum” demişti.

 

            Hanımdan, arabadan başka dükkân ve ahbaplardan da olan amcam, şu anda ne yapıyor acaba? Bir Pazar gününü geçiremeyen ustanın bu günden sonraki yaşantısı gözümün önüne gelince üzüntüm bir kat daha arttı. Şimdi, “Her şey emanettir.” sözünün anlamını daha güçlü hissetim, burnumun direği sızlayarak. O günlerimizde Cenabı Allah,  yardımcımız olsun. Önce amcamın, sonra hepimizin…

( Her Şey Emanet başlıklı yazı RasimCANBOLAT tarafından 8.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu