“-gadın” derlerdi erkek çocuklara
güzel çocuk manasına
“-çikin” diye severlerdi
güzelim kız çocuklarını
ki; geçmesin nazarları,
analar, deve boncuğu[1],
gök boncuk dikerdi
bebeğin omuzlarına, delikli para
göz boncuğu[2], iğde çekirdeği,
ağaç dalından kertilmiş[3] bir parça
"nuska[4]"lar bez içinde
ve illa sol koltuk altında
"tüh! tüh" diye tükürerek sevenler
"nazarının geçmesinden korkup da
sevemeyenler
basma donunun[5] paçasından
bir-kaç ilmik de olsa
yakılıp tütsülenmesi[6] için parça verenler.
birileri mahallenin çocuklarını toplarlar
"-amin, amin, aş-aşa amin" diye
"amin çığrıştırır”lar[7],
“bulgur aşına horaz” eti doğrarlar
katmerle-pekmez koyarlar.
“-Allah bereket versin”
“-geçmişlerinizin canına değsin”
“-Allah öteki dünyadakınnarınıza
gani-gani ırahmet eylesin”
“-ölenneririniz nur içinde yatsın”
“-goyup gedennerden Allah ırazı olsun”
“-sağolun, Allah sizden de ırazı olsun”
[1] deve boncuğu: deve süslenen kulak biçimindeki deniz kabuğu
[2] göz boncuğu: bakışın, güzellik yerine parlak mavi cam boncuğa çevrilmesi amacıyla tılsımlı olduğuna inanılan nazar boncuğu
[3] kertmek: yontmak, çentik açmak, işaret için (bıçakla)biraz kesmek
kertik: çentik
[4] muska: eski yazı ile yazılmış kağıt üçgen şeklinde katlanarak omuz, koltuk altına tılsım için iğnelenirdi
[5] don: ayağa kadar uzun, paçası çorap içine sokulan şalvar
[6] tütsü:yakılan şeyin dumanının etrafa yayılması, bir tür efsunlama
[7] amin çığrıştırmak: hayır için yapılan ikramdan sonra dua edilmesidir. Böylece gazanın, belanın def edildiğine inanılır.