hu senin bana yaptığın cayiz[1] midir hacı ağğa

ürüsva[2] mı edecen beni elaleme

get şurdan gardaşım yaa erezil etdin[3] bee

Allah indinde hesabını sorarın vallah

senin yapdığın maazallah

garacahillig değil de nedir

işallahu Teala günah sayılmaz

yövmül gıyamete gadak ezap duyarın ma’az Allah”

 

her gittiğindeki gibi

altı ay sonra gene elinde sepedine

köyde ne yetişiyosa o günün behrinde

hacı basmacının huzuruna vardığında

gene aynı teraneler

gelsin çaylar, gitsin kahveler

hal-hatır.. muhabbetler

 

Halil Ağa “-bismillah” deyip çayını

bile karıştırmadan daha

bu defa işi halletmeye kararlı

“-Hacım” demiş ama..

ters ters bakmış,

hitdetle gaşlarını çatmış gene Hacı Basmacı

beklemiş..

sesini yükseltmemiş..

 

 

 

 

yumuşacık

“-ne ulen münafık..

ulen ne lafdan anlamaz ahretliksin sen yahu he..

de bakalım ne!”

"-Hacım ölüm olur, zulüm olur

hesabı görüp helallaşalım"

dediğinde

 

"-gapımızı çaldın, eyvallah, 

bereket yağdırdın

Rabbil Alemin’de senin ömrüne bereket yağdırsın

İnşa-Allah

İnşaalla-u Teala her iki dünyan da nura gark olasın”

“-sen de İnşallah hacım

inan bu hesap beni huzursuz ediyoru

hazır kimse yoğukana..ha”

 

“-eyi madem

pekey.. madem ısrar ettin..

gel bakalım da!

len sanada mı hesap dutacaz,

göynünden ne goparsa

hunu müynasip gördüm,

göynümden bu gopdu de

eyvallah”

       

“-…”

Allah cezanı galdırsın

get!.... benden yannı

            gatın gatın[4] helal-hoş ossun."

 

Halil Ağa geldiğine pişman,

o(ğ)lanı everdiğine de(ğ)el emme

urba uçu Yalavaca geldiğine bin pişman

neytse nafile

Sücüllü’nün yolunu dutmuş her seferinde

 

bir üç beş

n(ih)ayet iki sene sonura

Halil Ağa kapıyı çalıp,

"hacım hesabı görmeden töbossun getmen

mahçup oluyon valla yauv

uykularım gaçıyo"

der demez,

bizim basmacının canına tak etmiş

"-ne!

sen hesap mı deyon”

“-..”

“-....”

 

 

“-gel görelim hacım

gel otur..”

..

“-gel bakalım hacım höyle annacıma

bakalım-bakalım bizim kara kaplıya"

 

açmış -eski yazılı[5]-

kara kaplı defterin sayfalarını

"-Bismillahirrahmanirrahiym!"

"-ahret gardaşım hacım"

böğün dünya yarın ahret

böğün mübarek gün cüm!a

gelelim senin urba[6] hesabına

gara gaplının ak sayfasına

eveeet………,

evvet !!

Sücüğüllülü gadim[7] dosd

Haci Halil Ağ!ğa!"

cem'an

"-binüçyus liyra!"

 

benyinden ataş fışkırmış senin  Halil Ağanın

"-ne!" demiş

"-hacım neyttin sen Allah-lillah aşkına

ben üç yüz bile yoktur deyodum"

"-aldığımız bi düğünlük urba"

Yalavaşlı, Hacı Basmacı

hiddetle çatmış gaşlarını

            eğmiş çehresini

bir müddet beklemiş

ne nefes alınmış,

ne renk verilmiş

 

"-Haci Efendiiiii" demiş

beklemiş,

“-…”

beklemiş

tekrar

"-Hac(i) Efendi" demiş,

………

"-biz seninen peygamber bazarlığı[8] etdik."

“-..”

"-düğün ediyon,

durumun sıkışıktır dedik

dile goley bş hakkın ikki sene de bekledik,

 

onuna-bununa selam göndermedik

bi günden bi ğüne

gapını de(v)şirmedik

yolunu çevirmedik

"hacı bizim hesap" demedik."

“-..”

"-o ğün deviz şu fiyetti

böğün bu fiyet

habarın var mı senin ektisattan

bu çark nassı dönüyo zannediyon

e(n)flasyon va(r), memlikette eflasyon."

 

"-eh! artık bizim de canımıza yetti

sen de birez mer(ha)emetli ol,

ee… idaret et gari

zaten işle(r) kesat, sana göre işler ayna

                        çal-çal oyna

senin umurunda mı basmacı hacı ağa

boninin[9] mühleti[10] geşmiş, ona keza

başga ödemelerimiz de vaa

canım burnuma ğeldi vallaha

yete(r) gari yau Allan aşgına"

“…………….”

“-bu ğadar da olmaz gayri ya”

 ………

"-bak arkıdeş

burası bi tecarethana

öde!”

“-…”

“-öde, değilse icra galdırıyın valla

heciz endiriyin hem valla hem billa

me(v)zu tecaret oldumuydu

plensipimden şaşman

benim annayışım bu

feriştahımış annaman

bobamı bile diğnemen Hacı Ağğa"



[1] caiz(Arapça): uygun, münasip, yerinde, geçerli sayılan

[2] rüsva: toplumda ayıplanmış, rezil olmuş kimse

[3] erezil etmek / irezil etmek: acınacak hale getirmek, rezil etmek

[4] katın katın: kat-kat, katbe kat fazlasıyla

[5] eski yazı: Arap harfleri

[6] burada urba;düğün için alınan elbiseleri ifade eder

[7] Kadim: çok eski, ezelden beri

[8] Peygamber pazarlığında taraflar karşı tarafın teklifini kabul eder, bir itimat söz konusudur

[9] boni / bono : senet

[10] mühlet / müddet : vade

( Köyde 35- Bıkkanın Halil C-iktisat başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 17.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu