....................................( Kaz dağlarında bir yaralı kız,)          

 

Ayvacık’tan göçü, aldık Güre’ye,

Ana ocağından, geldik nereye,

Sanki göz hapsinde, girdik küreye,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

*

Babam gitti, Güre, dar geldi bana,

Arkamda kaz dağı, yar oldu bana,

Atılan çamurlar, ar oldu bana,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

*

Köyde iftiranın, biri bin para,

Gün geçtikçe kanar, yürekte yara,

Bir gün silinir bu, atılan kara,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

*

Sen kızına güven, dik tut, başını,

Kem göze koz verip, dökme yaşını,

Çatarsan canına, böyle kaşını,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

*

Kalmadıysa bana, olan İnancın,

Ben ölüp gidince, biter mi acın,

Benim yok olmamsa, senin ilacın,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

*

İster öldür beni, bu dağda bırak,

Dönmem köye daha, o yollar ırak,

Şunu bil, bu leke, kara değil ak,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

*

Ben kaz dağlarında, bir maral’ıyım,

İftiraya maruz, bir yaralıyım,

Günü görmedim ki, hep karalıyım,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

*

Ülkemin ne doğu, nede batısı,

Kadının adı yok, içler acısı,

Varken er egemen, toplum yapısı,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

*

Kırk katır, kırk satır, vur yere batır,

Kalmamış insanda, bir damla hatır,

Kendi evhamından, evham yaratır,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

*

Yüzüme atılan, bunca çamurun,

Aciz insan isen, bozuk hamurun,

Kodlanmış kafalar, emreder vurun,

Bu köyde yaşamak, haramdır bana,

Geçen her dakika, dramdır bana.

 

 

 

************************************************
 
 
 
 

Bu Şiirin Hikâyesi,

 

Kaz Dağında Sarı Kız Efsanesi Hakkında:

 

 

 

.......................( Pek çok olan Sarı Kız efsanesinin halk arasında en fazla söyleneni budur.)   

 

         Sarıkız, Çanakkale iline bağlı Ayvacığın bir köyünde ailesi ile yaşarken, küçük yaşta annesi vefat etti. Babası sarıkıza “biliyorsun anneni çok severdim, burada çok hatırası var, anneni unutmam zor oluyor. Buradan göçelim der” ve Kaz dağlarının eteğindeki Güre köyünün yakınlarındaki Kavurmacılar köyüne gelerek yerleşirler.

 

        Burada çobanlık yaparak geçimlerini temin ederler. Köyde çok sevilirler. Köyün yaşlıları, gençleri sarıkızın babasına akıl danışırlar. Köylüler onun ermiş olduğunu düşünürler. Aradan yıllar geçer Sarıkız büyür güzel bir kız olur. Evlenme çağına gelen bu kızı çok güzel olduğu için pek çok kimseler istemiş babası belki de yalnız kalacağından korkarak bütün taliplere menfi cevap vermiş. Bunlardan biri kıza bir iftirada bulunmuş mutaassıp olan babası da kızını öldürmeye kalkmış fakat çok güzel olan kızını kıyamamış, onu Kaz Dağının bu Sarı Kız tepesine çıkarmış yanına on iki tanede kaz vermiş ve ne yapalım ben bu kazları çok seviyorum satmaya ve kesmeye kıyamıyorum. Bunlarda köyde sürekli zarar veriyorlar. Herkes şikâyete başladı. Bu kazları burada yaymaktan başka çare yok diyor ve ertesi günde bu güzel kızı dağda ben gidip odun alayım diye yalnız bırakarak köye iniyor. Kız babasının karanlık basıp da gelmediğini görünce korkup ağlıyor ve bir taraftan da dua ediyor. Cenab-ı hak onun duasını kabul ediyor ve onu her tehlikeden koruyor. Babası kızının artık ortadan kalktığını tahmin ederek ağlaya ağlaya hacca gidiyor. Kazlar çoğalıyor kız günden güne daha fazla güzelleşiyor. Dağda fırtınada kalanlara yardım ediyor. Herkes ona hürmet ve sevgi bağlıyor. Babası hacdan dönüp kızının sağ olduğunu duyunca dağa geliyor. Kızı ile konuşuyor. Kız köylülerin hediye ettiği aletlerde gergef işlemekteymiş. Babası biraz su istiyor. Kız yanındaki boş su kabağını eline alıp oturduğu yerden konulu uzatıp körfezden kabağı dolduruyor. Babası suyun tuzlu olduğunu görünce ben içmek su istedim diyor. Kız kabağı döküp sen yalnız köy suyuna alışıksın sana Güre Çayının suyundan doldurayım diyor. Yine elini uzatıp Güre Çayından kabağı doldurup babasına uzatıyor. Babası bu hali görünce kızım ben sana kötülük ettim sen mertebeni bulmuşsun artık diyor.

        Kız kendisine fenalık edenlere beddua ediyor ve oracıkta ölüyor. Babası kızın vasiyeti üzerine onu bu Sarı Kız tepesine gömüyor. Kendiside Kartal Tepeye çıkıp orada ölüyor. Kartal Tepeye baba tepe denilmesinin sebebi bu imiş.

( Sarı Kız başlıklı yazı Ekrem Kazan tarafından 8.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu