"Tanrı mahvetmek istediği kişinin önce aklını alır." Ne güzel demiş Euripides... Biz insanlar,ağlarız, ağlatırız, üzülürüz, üzeriz, severiz, seviliriz... Tıpkı bir okyanusun uçsuz bucaksız dalgaları gibi sürekli birçok duygu dalgasından geçeriz.Yaşadıklarımızdan bazen birini bazen kendimizi över, bazen birine bazen kendimize isyan ederiz. Oysaki belirlenmiş bir süre için nefes almaya geldiğimiz bu gezegende yaptıklarımızdan,yaşadıklarımızdan sadece biz sorumluyuzdur. Dolandırılmıışızdır, dolandırana küfür ederiz, oysaki o insana inanan bizdiriz. Bizim aklımızdır... Karakter ile aklı ayırmak gerek, o dolandırıcının karakterini ve dolandırılmış olanın mağduriyetini işin içinden çıkartırsak eğer akıl yönünden zengin olan maalesef ki o dolandırıcı çıkacaktır.

Akıl bir insanın benliğini ifade eder. Kişiliğin oluşumu, hareketlerin gerçekleşimi, duymak, görmek, hatta aklı kalpten sürekli ayırsak bile doğru hissetmeyi de akıl sağlar. Duyulardan sıyrılırsak aklın marifetleriyle ilgili değinebileceğimiz bir başka konu akıllı olmamızın hayata zarar görmeden devam edebilmemizi sağlamasıdır.Bir insan, doğar, gelişir, büyür ve bir yetişkin olarak aklını kullanabileceği bir yaşa erişir. Hayata atılır, kendini göstermeye çalışır, aşık olur, evlenir, çocuklarını büyütür vesaire vesaire... Peki baştan başlayalım. Hayata atılmak her türlü olabilir,her insan kendi işine gelen yöntemi kullanabilir. Kimi baba mesleği diye sırtlaması gerektiği marangoz  mesleğini, kimi arkadaşı istediği için ilgisini çeken mimarlığı, kimi çalışırken mutlu olacağını düşündüğü öğretmenliği seçerek hayata atılmaya çalışır. Ancak bu kararlar verilirken meydanda kullanılan bir akıl yoktur.Duygusallık, özentilik, hayalcilik gibi soyut kavramlar devrededir genelde. Oysa düşünülmelidir ki; ben marangoz mesleğini seçtim ama geçinebilir miyim, ben mimar oldum ama becerebilir miyim, ben öğretmenlik okuyorum ancak ömür boyu bu mesleğin karşılığını kabullenerek sırtlanabilecek miyim gibisinden gerçekçi sorular sorulduğunda ve doğru cevapları bulunduğunda: "Düzenli Hayat" kavramı gerçekleşecektir.

Ancak biz, yani insanlar, o bizi çoğu şeye mantıksızca ama tat veren duygularla bağlayan ancak sonucu meçhul bir yola da sokan hislerimizden asla vazgeçemeyiz, geçmedik,geçmiyoruz ve geçemeyeceğiz de... Bizi var eden hayallerimizdir der çoğu insan, ancak o hayaller akıldan önce devreye girerlerse var edene zıt düşüp azrail görevini üstlenebilir. İkinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı ve daha birçok hayat basamağını düşünürsek genel olarak, kendimizi doğru bir şekilde ispat etmemiz, doğru bir insanı seçmemiz, çocuklarımızı doğru büyütmemiz ve daha birçok doğru gerçekleşmesi gereken eylem çıkar karşımıza. Bu doğruların hepsi hislerle yada soyut,basit geçici duygularla mı sağlanır yoksa daimi hükümcü akılla mı ? Bu sorunun cevabını abartılı şekilde düşünmeye hacet yok tabii ki. Ancak cevabı kabullenmekte yine atlatılacak bir adım olacak kesinlikle. Çünkü insanoğlu bir robotmuşcasına özellikle günümüzde kalbinin sesini dinlemeye programlanmıştır. Tabii ki de kalp sesi, hayaller, duygular, hisler önemlidir, yanlış anlaşılmak istemem. Benim demek istediğim şey hayallerimizin aklın yolunda kazanılacaklar bittikten sonra devreye girmesi gerektiğidir. Yoksa Euripides'in dediği gibi aklımız elimizden giderse mahvolmuş kelimesinin sözcük anlamı olabiliriz bir anda.

Tüm bu söylediklerimden sonra sonucu bağlayacak olursam; "doğruları" kazanmak istiyorsak ve "düzenli hayat" kelime grubunun gerçekte içine aldığı şeylere sahip olmak istiyorsak içinde bulunduğumuz duygusal hayaller devresinin tam ortasına aklımızı yerleştirip düzeneği bir süreliğine durdurmalıyız... 
( Doğruların Anahtarı başlıklı yazı Hayale tarafından 17.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu